Doğaltaş sektörüne birçok bakımdan yön veren ve sezonun başlarında yapılan Xiamen ve İzmir fuarlarından, sektör temsilcilerimiz yüzleri gülerek ayrılmış ve 2017 yılında gerçekleşen ihracat verilerinin 2018 yılında aşılacağı kanaati gelişmişti. Altıncı aya kadar işlerimiz beklentilerin üzerinde gerçekleşmiş olsa da akabinde ihracatımız aydan aya düşüşler sergileyerek beklentilerimizin bayağı altında kaldı. Sektörümüz blok ve işlenmiş ürün olmak üzere üretim ve satışlarını gerçekleştiriyor. 2018 yılı 11 aylık gerçekleşen ihracat verilerine baktığımızda; ebatlı ürün ihracatımız 2017 yılının aynı dönemine göre tutarda %1,92; miktarda %7,15 artış ile sevindirse de blok ihracatımız tutarda %15,8; miktarda %9,84 düşüş ile hayal kırıklığı yarattı. Sektörümüz genel olarak 11 aylık dönemde yaklaşık 1.8 milyar USD ihracat yaparak, miktarda %5,17; tutarda ise %6,35 düşüşle beklentilerimizi maalesef karşılayamadı. Blok ihracatımızdaki düşüş genele yansımıştır. Bu düşüşe neden olan birçok unsur var. Bunların başında Çin gelmektedir. Blok ihracatımızın %82’si ve tüm doğaltaş ihracatımızın neredeyse yarısı bu ülkeye yapılmakta. Haliyle Çin sektörümüz açısından önemli bir yere sahip. 2018 yılında Çin’de yaşanan ekonomik durgunluk, ABD ile yaşadığı sıkıntılar, kur dalgalanması, menkul satışlarına olan talebin daralmasıyla projelerin azalması, devletin getirdiği yeni çevre politikaları, mevcut stoklar, vb gibi sebeplerden ötürü doğaltaş sektörü gerileme yaşadı ve bir süre daha yaşayacak gibi görünüyor.
Her ne kadar mevcut piyasa koşulları talebin düşmesine sebebiyet verse de moda olan bazı taşlara talep artarak devam etti. Ülke olarak mermer çeşitliliği bakımdan dünyada sayılı ülkeler arasında olmamız bizi avantajlı yapsa da, son yıllarda yaşadığımız bürokrasiden kaynaklı üretim gecikmeleri nedeniyle rezervlerine sahip olduğumuz ve pazarda talep gören moda taşları üretememiş olmamız, ihracat rakamlarındaki düşüşün ana nedenlerinden biri oldu.
Türkiye’nin 2018 yılında dünya ülkelerine yapmış olduğu ebatlı ürün ve blok satışlarının geneline bakıldığında birim fiyatların USD bazlı düştüğü göze çarpmaktadır. Sektörden arkadaşlarımızın Çin’e yapmış oldukları ziyaretlerden edindiğimiz bilgilere göre bu düşüşün bir sebebinin de fiyat rekabeti olduğudur. Bu fiyat rekabeti sadece blokta değil ebatlı ürün pazarlarında da söz konusu oldu.
2018 yılına girerken neredeyse tıkanma noktasına gelen madencilik faaliyetlerinin izin süreçleri dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sn. Berat Albayrak tarafından, toplam bir strateji değişikliğiyle özellikle dönemin Maden İşleri Genel Müdürlüğü başta olmak üzere birçok ilgili kurumda yapılan yapısal değişiklikler sektörümüzün geleceğine dair heyecan uyandırmıştır. Fakat halen bilhassa orman ve mera alanlarına denk gelen maden ruhsatlarına ait izinler (ÇED ve 7.madde izinleri) madencimize 1,5-2 yıl zaman kaybettirebilmektedir. Bu konuda yapılan yasal düzenlemeler yeterli olamadı.
“Çıkan satılıyordu şimdi satılanın çıkarılması gerekli!” eğer bu cümle doğruysa, modayı zamanında takip etmemiz gerekiyorsa; madenciye bulmak, kurumlarımıza da koşulları yerine getirebilen yatırımcıya zaman kazandırmak düşer.
2019 yılı için iç piyasa hakkında öngörüde bulunacak olursak başta inşaat sektörünün daralması, kredi faizlerinin hala yüksek olması, firmaların artan konkordato talepleri, mevcut enflasyon oranları gibi koşullara bağlı olarak kötü etkilenecektir. Ebatlı ihracatının fiyat rekabeti karşısında direnememesi durumunda da doğaltaş üreticisi son beş yılda kurduğu teknolojik fabrikalarını yavaş yavaş durdurmak zorunda kalacaktır.