Mimarlık ve iç mimarlık alanında 25 yılı aşkın bir deneyime sahip olan Yeşim Kozanlı, projelerinde doğal taş ve mermer kullanımının önemini, seçim kriterlerini ve tasarım sürecindeki etkilerini anlattı. Kozanlı ile yaptığımız röportajda, doğal taşların mimariye kattığı değerden, mermerin çeşitliliğinden ve esnekliğinden bahsettik. Bu röportajda, hem tasarımcının kişisel yolculuğuna hem de mimari uygulamalarına dair ilham verici bilgiler bulacaksınız.
Mimarlık ve iç mimarlık şirketinizi kurma sürecinizden bahseder misiniz?
1994 yılında başladığım Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı eğitimim, aynı zamanda profesyonel yolculuğumun başlangıcı oldu. Üniversite yıllarımda bile çalışmaya başladım ve mezun olduğum andan itibaren, küçük bir ekiple birlikte, kendi tasarım ofisimi hayata geçirdim. İlk projelerimiz, genellikle ofisler ve konutlar üzerineydi; ancak zamanla otel tasarımı gibi daha kompleks ve zorlu projelere doğru evrildik ve bu alanın uzmanları haline geldik.
Bugün, Yeşim Kozanlı Architecture & Interior Design olarak hizmet veriyoruz ve küresel çapta birçok prestijli otel markasına akredite olmuş durumdayız. Ekip olarak hem ofis içerisinde hem de sahada ortalama 100 kişiyle çalışıyoruz. Bu büyüklükteki bir ekiple çalışmanın karmaşıklığını ve zorluğunu anlamak kolay, ancak bu, tasarım sürecimizin zenginliğine ve çok yönlülüğüne büyük ölçüde katkıda bulunuyor. Her projede, farklı disiplinlerden gelen ekip üyelerinin bir araya gelerek birçok farklı bakış açısı ve yetenek katması, çözümlerimizin derinliğini ve çeşitliliğini arttırır. Ve bu, bizim en büyük gücümüz. Hem benim kişisel yolculuğumda hem de firmamızın evriminde, hedefimiz her zaman, mimari ve iç mekan tasarımında kalite ve inovasyonu sürekli kılmak olmuştur.
Doğal taş sizin için ne anlam ifade ediyor? Bu malzemeyi mimaride nasıl kullanıyorsunuz?
Doğal taşlar ve malzemeler, projelerimizde sıklıkla tercih ettiğimiz ve özellikle vurguladığımız yapısal unsurlardır. Bu organik malzemelerin kendiliğinden ortaya çıkan estetik değeri, projeye samimi ve sıcak bir hava katıyor. Bu özellikler, onları tasarım sürecinde son derece önemli bir öğe haline getiriyor.Mimari uygulamaların geniş yelpazesinde, doğal taşın kullanımı proje bazında, doğası, coğrafi konumu ve tasarım diline bağlı olarak değişkenlik gösterir. Çok yönlü bir yapıya sahip olan bu malzeme, farklı yüzeyler ve mekan çözümleri yaratma imkanı sunar, böylece her projede kendine özgü bir iz bırakır. Tıpkı diğer tüm malzemelerde olduğu gibi, doğal taşın seçiminde de yerellik ve yöresellik önemli bir rol oynar. Taşın bulunduğu bölgeye özgü olması, projeye daha otantik ve anlamlı bir değer katar.
Mermeri mimaride tercih etmenizin sebepleri nelerdir? Bu malzemenin size sağladığı avantajları, mermerin diğer malzemelere göre üstünlükleri nelerdir?
Mermerin tercih edilmesinin altında yatan en büyük neden, her bir türün ve bölgenin sunduğu benzersiz doku ve desen çeşitliliğidir. Bu çeşitlilik, iç mekan tasarımında sınırsız yaratıcılık olanağı sunar. Örneğin, bazı mermer türlerini özel kesim teknikleriyle adeta bir sanat eseri gibi kullanma şansına sahip olabiliyoruz. Bu, hem estetik açıdan etkileyici bir görünüm yaratıyor, hem de iç mekanın genel kalitesini yükseltiyor. Mermerin doğal dokusunu fiziksel olarak hissetmek ise, iç mekana ayrı bir zenginlik ve sofistikasyon katıyor. Bu doğal malzemenin etkileyici dokusu, her alanın lüks ve kaliteli bir atmosfer kazanmasına yardımcı oluyor. Yani, mermerin sunduğu çeşitlilik ve esneklik sayesinde, her tasarım bir hikaye anlatıyor ve her alanı unutulmaz kılıyor.
Projelerinizde kullandığınız mermerleri nasıl seçiyorsunuz? Sizin için özel bir yeri olan veya sizi etkileyen bir mermer türü var mı? Kullanıcıların beklentileri seçimlerinizi nasıl yönlendiriyor?
Mermer, geniş bir çeşitlilik ve esneklik sunarak kullanım alanlarına büyük ölçüde adapte olabiliyor. Örneğin, spa tasarımlarında, su emici özelliklerine sahip olan mermer türlerini sıklıkla kullanmayı tercih ediyorum. Bu mermerler, su buharı ve neme karşı dayanıklılıklarıyla öne çıkıyor ve böylece mekanın doğal ve dayanıklı bir atmosferi oluşturmasına yardımcı oluyorlar.
Zemin tasarımlarında ise, mermerin doğal ve çarpıcı desenlerini kullanarak etkileyici bir estetik sunmak mümkün. Bu tür bir uygulama, özellikle otel projelerimizde önemli bir tercih nedeni. Bununla birlikte, güvenliği sağlamak için mermer zeminleri kaymaz hale getirebilmek için çeşitli teknik çözümleri uyguluyoruz, ki bu da otel tasarımlarımızdaki teknik zorluklardan biri. Ayrıca mermerin yüzeyine uygulanan belirli işlemlerle, çeşitli yüzey dokuları ve renkler elde edebiliyoruz. Bu sayede, farklı atmosferler yaratma yeteneğine sahip oluyoruz. Son zamanlarda, doğal renkleri ile dikkat çeken Amazon Green ve Rainforest gibi mermer türlerine özel bir ilgi duyuyorum. Bu mermerler, mekanlara doğal ve lüks bir dokunuş katıyor.
Mimaride mermer kullanımının zaman içinde nasıl değiştiğini düşünüyorsunuz? Mermerin mimarlık tarihindeki yeri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Mermerin mimarlık tarihindeki kullanımı oldukça eski ve zengin bir geçmişe sahiptir. Antik Yunan ve Roma dönemlerinde, büyük anıtlar, tapınaklar ve kamu yapıları mermerden inşa edilmiştir. O zamanlarda, mermerin dayanıklılığı ve işlenmesinin kolay oluşu, onu vazgeçilmez bir malzeme haline getirmiştir. Antik dönemlerden bu yana, mermer, lüks ve kalıcı güzelliği sembolize eder hale gelmiştir. 1.yüzyılda endüstrileşmeyle birlikte, mermerin kullanımı biraz azalmış ve daha ekonomik, hızlı işlenebilir malzemeler tercih edilmiştir. Ancak, mermer asla tamamen unutulmamış ve özellikle prestijli binalarda ve iç mekanlarda kullanılmaya devam etmiştir. Günümüzde, gelişen teknoloji ve tasarım teknikleri sayesinde, mermer kullanımı tekrar bir canlanma yaşamaktadır. Artık, mermeri kesmek, şekillendirmek ve yerleştirmek daha hızlı ve daha ekonomik hale gelmiştir. Yeni kesim ve cilalama teknikleri, mermerin farklı yüzeyler ve dokular elde etmek için kullanılmasını sağlamıştır. Bu yenilikler, mermeri modern ve çağdaş mimari projelerde de popüler bir malzeme haline getirmiştir. Ancak mermerin kullanımı değişse de, aslında onun sembolize ettiği şey aynı kalmıştır: dayanıklılık, kalıcılık ve zarif bir güzellik. Mermer, bu özellikleri sayesinde hem tarihsel hem de modern mimari projelerde öne çıkan bir malzeme olmayı sürdürmektedir.
Yurt dışında gerçekleştirdiğiniz otel projelerinden birinin adını ve özelliklerini paylaşır mısınız? Bu projede mermeri hangi amaçla ve nasıl kullandınız?
Swissotel Prag projemizde 11 12 metrelik bir atriumun bir çok bölgesinde, tamamen artwork misali 5-6 mermerin bir araya geldiğin özel bir desen yaratarak kullandık. Aynı zamanda bölgenin doğal taş zenginlikleri ve tarihsel dokusuna ithafen mermeri temel malzemelerden biri olarak belirledik.
Mermerin sürdürülebilirliği konusunda ne düşünüyorsunuz? Mermerin çevresel etkileri hakkında neler biliyorsunuz?
Mermerin sürdürülebilirliği ve çevresel etkileri, son zamanlarda mimari ve inşaat sektörlerindeki tartışmaların merkezinde yer alıyor. Öncelikle, mermerin çıkarılması ve işlenmesi aşamalarında, önemli miktarda enerji tüketilir ve karbondioksit salınımı olur. Bu durum, iklim değişikliği ve küresel ısınmayı etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Ayrıca, mermer ocakları genellikle doğal habitatların yok olmasına veya zarar görmesine neden olur. Diğer yandan, mermerin dayanıklılığı ve uzun ömürlü olması, onu sürdürülebilir bir seçenek yapabilir. Doğru şekilde bakıldığında, mermer yapılar yüzlerce yıl boyunca ayakta kalabilir. Bu, malzemeyi değiştirmeye veya bakıma ihtiyaç duyan diğer yapı malzemelerine kıyasla daha az atık oluşturur.
Mermerin sürdürülebilirliği konusunda, sektör içerisinde sürdürülebilir çıkarım ve işleme yöntemlerinin geliştirilmesi, geri dönüşümün teşvik edilmesi ve atıkların minimize edilmesi konularında birçok araştırma ve çaba bulunmaktadır. Sonuç olarak, mermerin çevresel etkileri hakkında genel bir fikir verirken, malzemenin seçiminde ve kullanımında sürdürülebilirlik konusunda bilinçli olmanın önemini vurgulamak gerekir. Sürdürülebilir mermer çıkarımı ve kullanımı, çevre dostu inşaat ve tasarım uygulamalarının önemli bir parçasıdır.
Son zamanlarda dikkatinizi çeken taşlar hangileridir? Yeni trendler hakkında ne düşünüyorsunuz? Mimari tasarımlarda hangi taşları görmek istersiniz?
Son yıllarda, doğal taşlardan ziyade, bu taşların çeşitli yüzey işlemlerine odaklanılmaya başlandı. Bu, taşların çok çeşitli dokular ve efektler oluşturabilmesi ve bu sayede daha geniş bir uygulama yelpazesi sunabilmesi anlamına gelir. Örneğin, çizilmiş, asitle yıkanmış veya alevle yakılmış taşlar, son dönemde dikkat çeken trendlerden biri. Bu işlemler, taşların yüzeyine farklı dokular kazandırıyor ve onları daha modern veya rustik bir görünüme büründürüyor. Özellikle traverten, son yılların gözde malzemelerinden biri. Antik Roma’dan bu yana kullanılan bu malzeme, doğal görünümü ve sıcak tonları ile mekanlara otantik bir dokunuş katıyor. Ek olarak, yeşil mermer (örneğin, Guatemala Yeşili veya Amazon Yeşili) da popülerlik kazanmaktadır. Yeşil mermer, zengin ve çarpıcı bir renk paleti sunar ve bu sayede iç mekanlarda güçlü bir estetik ifade sağlar.
Benzer şekilde, Terrazzo’nun yeniden keşfedilmesi ve popülerleşmesi de ilgi çekici bir trend. Terrazzo, farklı taş parçalarının bir araya getirilip öğütülerek ve cilalanarak oluşturulmuş bir malzeme. Bu malzeme, hem dökme zeminlerde hem de tezgah ve duvar kaplamalarında kullanılıyor. Yeni trendlere baktığımızda, doğal taşların sadece kendi içindeki çeşitlilikle değil, aynı zamanda işlenme şekilleri ve kullanımlarıyla da mimari ve iç mekan tasarımlara farklı bir boyut kazandırdığını görebiliriz. Kişisel olarak, bu yenilikçi ve yaratıcı yaklaşımların tasarımlarda daha fazla yer bulmasını dört gözle bekliyorum.