Röportaj/Interview: Şehriban ÇİMEN
Son zamanlarda adını çok sık duyduğumuz bir firma… Sezgin Mermer… 60 ülkeye ihracat yapan, 15 yılda hızla büyüyen bu firmanın hikayesini öğrenmek için şirketin kurucuları Reyhan Sezgin ve Özgür Sezgin ile İzmir Bayraklı Tower’daki ofislerinde buluşuyoruz. Ofiste ise, yaklaşan Marble Fuarı için hummalı bir çalışma var. Özgür Bey Marble Fuarı için ekip arkadaşlarıyla planlama yaparken biz de başlıyoruz Reyhan Sezgin ile sohbet etmeye… Azimli, güçlü, üretken, enerjik, kadın dayanışmasına inanan şahane bir kadın Reyhan Sezgin. İçindeki bitmek bilmeyen yeni şeyler öğrenme aşkı ve dünyayı keşfetme duygusu ile çıktığı bu yolculuğu, büyük bir heyecan ile anlatıyor. Eşi Özgür Sezgin ile yolları kesiştiğinde ise bugün kendi alanlarında fark yaratan firmalarının da tohumu atılıyor. “Ben 23, Özgür 25 yaşındaydık. Şirketin aile şirketi olduğu düşünülüyor, 2 yeni mezun öğrencinin, hiç sektör deneyimi olmadan ihracat yapabileceğine inanamıyorlardı” diyor Reyhan Sezgin. Girişimcilik ruhu ile 14 yıl önce mermer sektörüne adım atan o iki gencin kurduğu Sezgin Mermer bugün, yurt içi ve dışında 42 kişilik ekibi ile Türkiye’deki yaklaşık 500 çeşit taşı 60’dan fazla ülkeye ihraç ediyor. Carrara’da ve Miami’de mermer deposu, Hindistan ve Çin’de ise irtibat büroları olan firma hem ülke içinde hem de global çapta gururla büyümeye devam ediyor. Ve işte…Bana inanılmaz ilham veren ve sizlere de ilham vereceğini düşündüğüm Sezgin Mermer’in hikayesi..
Çok genç yaşta şirketinizi kurmuşsunuz. Sezgin Mermer’den önce bir iş deneyiminiz olmuş muydu?
İkimiz de öğrenciyken küçük çapta iş deneyimleri yaşasak da mermer sektöründe hiç iş deneyimimiz olmamıştı. Üniversitedeyken Work and Travel programı ile Amerika’da 4 ay geçirdim. Benim için çok büyük bir deneyimdi. Döndüğümde, “Bundan sonra dünyanın neresine gidersem gideyim, kendi ayaklarımın üzerinde durabilirim” demiştim. Özgürle tanıştıktan sonra birlikte yaş meyve ve tekstil ihracatı yaptık. O dönemde internet üzerinden ihracat yapmak henüz çok yeniydi. Üreticilerden aldığımız bilgileri B to B sitelere yüklüyor ve o şekilde müşteri buluyorduk. Gençliğimizin avantajını teknolojiyi iyi kullanarak yakalamıştık.
Mermere geçiş hikayeniz nasıl başlıyor?
Özgür’ün babasının ilkokul arkadaşı Ragıp Güngören, “Siz çok başarılı çocuklarsınız. Satış konusunda yeteneklisiniz, bir de mermeri deneyin” dedi. Denedik ve ilk satışımızı Tayvan’a blok olarak yaptık. 2008 Mart ayında ise ilk ebatlı mermer ihracatımızı Romanya’ya otel projesi olarak gerçekleştirdik. Bu projenin taşları Alacakaya Mermer’in Rosso Levanto ve Bandırma Mermer’in Rosalia Pink mermeriydi. 4 otelden oluşan bu proje ile birlikte tamamen mermer ihracatına yöneldik.
Şu an sektörde birçok firma sizinle çalışmak istiyor. Birçok firmanın içinden sıyrılıp, marka olmayı nasıl başardınız?
Öncelikle bizi destekleyen, bizimle çalışmak isteyen firmalara teşekkür etmekle başlamak isterim. Sürdürülebilir ihracat elbette kolay değil. Çok çalışmak, asla pes etmemek gerekiyor. Doğru ve dürüst olmak da çok önemli. İlk baştan beri hem şirketimize hem sektöre neler katabiliriz diye sürekli araştırdık. Kazandığımızı tekrar şirketimize yatırdık. Kimi zaman para kaybettik ama deneyim kazandık. Ocakları, fabrikaları gezdik. Sektördeki fuarların çoğunda yer aldık. Böylece bilgi birikimimiz arttı, çevremiz genişledi.
Şu an geldiğimiz noktada, bilgiye çok hızlı ulaşıyoruz. Türkiye’nin tüm bölgelerinde yerel experlerimiz var. Türkiye’nin herhangi bir şehrinde yeni bir taş çıktığında, çok kısa sürede bilgiye ulaşıyor, detayları öğreniyoruz. Son yıllarda ocak sahipleri yeni bir ocak açtığında, karotlarını bize gönderiyor, fikrimizi soruyor. Bununla gurur duyuyorum. Biz, bilgiyi karşılıksız paylaşmayı seven bir firmayız. Bu sayede dünyanın birçok noktasında çok güçlü bir çevremiz oldu. Çin’in yavaşladığı dönemde olumsuz anlamda etkilenmedik. İkili ilişkilerimizin gücü ile hemen Hindistan ihracatına başlayabildik. Şu an Hindistan’a en fazla blok ihracatı yapan ilk üç firmadan biriyiz.
Şirketin ilk büyümesi ne zaman oldu?
İlk büyümeyi Sofita diye bilinen Bilecik bejini Çin’e yüksek miktarda satmamız ile yaşadık. Taşa o kadar çok inanmıştım ki her yere numune göndermiştim. Sofita sayesinde 2010’da da Çin’e en çok blok ihracatı yapan firmalar arasında yerimizi aldık.
O zaman mı hissettiniz ‘evet biz başarılıyız’ duygusunu?
Hayır. O duyguyu çok yeni hissettim. Pandemiden önce şirketimiz için bir ilerisi ne olmalı, neler yapmalıyız diye düşünüyorduk ve bunun için yaklaşık üç yıl önce bir danışmanlık hizmeti aldık. Hikayemizi dinleyen danışman, “Cumhuriyet meydanına gidip, ‘Ben çok başarılıyım’ diye bağırır mısınız? Kısa sürede destek almadan büyük bir başarı elde etmişsiniz ve farkında değilsiniz, önce başarılı olduğunuzu kabullenin” dedi. Bu, “Başarılıyız” duygusunu hissettiğim ilk andı.
O başarı duygusu size neler hissettiriyor?
Bu işi hobi olarak yapmıyoruz. Manifestomuz: “Türk doğal taşlarını dünya piyasasında hak ettiği yere getirmek için çalışmak.” Bunun için çok çalışıyoruz ve emeğimizin karşılığını almaya başladığımızı hissediyoruz. Bizim için, sevilen ve seçilen firma olmak çok kıymetli. Amerika ‘da Fendi Chateau Residences, Aqcualina Estates, Ritz Carlton Residences, Porsche Design Tower gibi çok büyük ve prestijli projelere Türk mermerinin yazılmasına ve tedarik edilmesinde rol oynuyoruz, bununla gurur duyuyorum.
Kadın olarak sizi zorlayan anlar oldu mu?
Mermer sektörü bildiğiniz gibi erkek egemen bir sektör. İlk başlarda hem küçük yaşta olmamın hem de kadın olmamın dezavantajlarını tabi ki yaşadım. Fuarlara katıldığımızda, “Firma sahibi ile görüşebilir miyim? diyen ziyaretçilere; “Buyrun benimle görüşebilirsiniz” dediğimde, “Firma babanızın mı? Eşinizin mi?” soruları ile karşılaşıyordum. Şimdi tabi 15 yıl öncesine göre dünya genelinde kadın yönetici/şirket sahibi sayısının artması da mutluluk verici. Sezgin Mermer’de de çalışanlarımızın %50 si kadın. İdari kadroda ise bu oran %70. Zamanla sektörde kadın sayısının daha da artacağına eminim.
Şu an Sezgin Mermer sizin için ne ifade ediyor?
Sezgin Mermer, ilk göz ağrımız, ilk çocuğumuz gibi. Büyütürken çok emek verdik, hala da emek veriyoruz. Çalışanlarımızla büyük bir aile olduk. Firmamız birbirine değer veren insanlardan oluşuyor. Bu yapıyı kurduğumuz için, Reyhan & Özgür’den çıkıp kocaman bir aile olduğumuz için mutluyum.
Carrara depomuz 1. yılını kutladı. O da yeni bir bebek. Tüm Sezgin Mermer Ailesi yeni bebeğimizi büyütmek için müthiş bir özveriyle çalışmaya devam ediyoruz. Kurumsal değil ama profesyonel bir firma olduğumuz için, kurduğumuz bu, “Sezgin Mermer Ailesi” kültürü için gururluyum.
Eş olarak aynı yerde çalışmak nasıl bir duygu?
Eşinizle tüm gün birlikte çalışmak dezavantaj gibi görünüyor olabilir. Fakat artıları da yadsınamaz. Sorunlara birlikte göğüs germek, birimizin moralini bozan şeyi çok iyi bilmek ve ona göre davranmak çok büyük artı. Ayrıca hafta sonları birbirimize zaman ayırmaya çalışmak yerine, hobilerimize ve arkadaşlarımıza zaman ayırabilmek de avantajlarından biri.
Üniversiteden yeni mezun olan; o heyecanlı, hayalleri olan genç Reyhan’la karşılaşsanız ona ne söylemek istersiniz?
“Şu anda senin için çok önemli olan şeyler, ileride önemsiz gelebilir. Hayat iyi ve kötü tecrübelerden oluşuyor. Tüm tecrübeler çok kıymetli, hepsinden bir şeyler öğreneceksin. Su akıyor yolunu buluyor. Sen kendine inan ve doğru bulduğun yolda ilerlemeye devam et, başaracaksın.”