İnsanın hayatta en azından bir kere de olsa görmesi gereken ülkelerden birisi diye tanımlamış sosyal medyada pek çok kişi Güney Kore’yi. Uzun bir uçuştan sonra ulaştığım Kore’de akşamın karanlığı ve nispeten soğuk bir hava karşılıyor. Kore’ye dair kulaktan duyma şehir efsanelerini bir tarafa bırakıp anlama derdiyle araştırıyorum bir taraftan. Ekleme ve cikarmayapilarak kelimelerin olustugu bizimle aynı dil ailesine mensup yaklaşık 52 milyona varan nüfusun yaşadığı bir yarım ada ülkesi.. Yüzölçümü 100bin km2 gibi. Türkiye’nin 7de 1inden az. Ege bölgesinin az daha büyüğü yani. Ülkemizin %15 alanına nüfusun %60ıni sığdırmaya çalıştığınızı hayal edin.
Otel havalanindan mesafeli. Taksiyle fiyat pazarlığı yapıyorum. 80bin won istiyor. Daha dün arkadaşım 45e gitmiş diyorum. Anlaşamıyoruz. Her manada anlaşamıyoruz çünkü İngilizce bilmiyor. Sonradan öğreniyorum İngilizce konuşma oranı %1ler civarında. Ama bir taraftan yardımsever taksici arkadaş. Bir başka taksiciyi getiriyor. O kabul etmiş. Onun şirketi Kakao Taksi. Sonradan öğreniyorum Kakao her yerde daha ucuz.
Yorgunluk ve karanlıkla bir saat kadar yol alıyoruz otele ve fuar bölgesine varmak için. Fuar İlsan’da. Komşu şehir Seule. İzmir havalanındanManisaya geçmek gibi bir şey. Bölgede yüksek binalar, gökdelenler, rezidanslar dikkatimi çekiyor. Merkezin dışa yayılımı ile oluşturulan planlı gelişimin sağlandığı bir bölge olmalı. Her yer sakin Her yer düzenli. Trafikteki araçlar, yollardaki yayalar herkes belirli bir intizam içerisinde hareket ediyor. Avrupadan daha Avrupalı bir şehir.
Fuara katılan firmalarımızın temsilcilerinin çoğu da aynı otelde kalıyor. Çevre sakin sokaklar güvenli. Yakında alışveriş merkezi var. Kore, Cin, İtalyan mutfaği gibi çeşitli restoranlar da mevcut.
Jetlagdan mıdır gece uyku tutmuyor biraz Kore hakkında internette sörf yapıyorum. Kişi başı gelirleri 35bin doları geçmiş ortalama ömür beklentisinin 82 yaş olduğu doğum oranının her sene gittikçe azaldığı bu yüzden çocuk yapmanın teşvik edildiği bir ülke Güney Kore. Özellikle otomotiv, teknoloji ve güzellik/kozmetik alanlarında gelişmiş ciddi ihracat rakamlarına ulaşmışlar. Son dönemde holywood sinemasını yeniden yorumlamalari ile Kore sineması ve pop kültürüne kendi bakış acılarını katarak yeni amabalajla sundukları K-pop da bir kültürel ihraç kalemi haline gelmiş durumda. Eğitimli bir ülke. Okuma yazma oranı neredeyse %100e yakın. Çağın gerisinde kalmamak adına 45 yaş üstü nüfusa dijital hayata geçiş ve teknolojiyi kullanmak maksadıyla çeşitli eğitim projeleri organize ediyorlar.
Fuarın ilk günü merak ve heyecanla alana giriş yapıyorum. Karma bir fuar adı üzerinde Yapı Fuarı. Büyük bir alanda Bauhaus ve Mediamarkt güç birliği yapmış gibi bir izlenim veriyor. Kalabalık bir hayli ziyaretçi var. Kore insanı meraklı. Barınma ve asgari geçinme derdini çoktan aşmış bir halk olarak, sonraki merhaleye çoktan adım atmışlar: Güzellik, estetik ve konfor kaygısı. Ege İhracatçı Birliğinin Türkiye partnerligini yaptığı bizden de 10 firmanın katıldığı Doğal Taş bölümüne yol alıyorum. Fuarcılıkta tutturdugumuz belirli standartları burada da devam ettiriyoruz. Standtlar, ürünler, firmalarımızın guleryuzu her şey yerli yerinde. Heyecanlı bir merakla beklentilerle başlıyoruz fuara. Güney Kore ile yıllara varan dostluğumuzdan bahsedilir hep. Ama birbirine yabancı 2 dost gibiyiz. Ne onlar bizi tanıyor ne de biz onları sanki. İlk randevuya çıkmışız gibi. Eib görevlileri fuarda bir aksaklık olmasın başarılı bir organizasyon olsun diye çok gayretliler. Fuar Yetkilisi Subin Lee ile yoğunluğu arasında kısa bir sohbetimiz oluyor. Kendileri de doğal taş bölümü için heyecanlılar. Gelişmek ve geliştirmek istiyorlar. Marbleİzmir’de bu sene standtaçacaklarindan bahsediyor. Mümkün mertebe Koreli firmaların da fuara ziyareti için organizasyon yapmalarının iyi olacağından konuşuyoruz. Bu yıl ne kadar mümkün olur belli değil ama önümüzdeki yıllarda Marbleİzmirdekoreli ziyaretçilerimiz olur izlenimi ediniyorum. İşlerini onemsiyorlar. Kore icpazarindan potansiyel doğal taş alicilarini fuara davet ettiklerini ziyaretlerinde dil sorunu yaşanmaması için tercüman ayarladiklarini anlatıyor.
Fuar genelinde insan kalabalığı var. Katılımcı firmalarımızın çoğunda bir hayal kırıklığı havası seziyorum. O ana kadar standlari ziyaret edenlerin büyük bir bölümü doğal taştan habersiz gibi. Seramik/porselen zannedenler bile var. Alışılagelmiş doğal taş müşterisi yok mu Korede? Kafalarda dönüp duran soru işaretleri var. Halbuki otellerde, avmlerde, yeni Incheonhavaalaninda, çeşitli bina giydirmelerinde, bir çok yerde doğal taş kullanımını gördük geldiğimizde beri. İthalat rakamları bize başka bir hikaye anlatıyor. 800 milyon dolarları aşan ithalatı var Kore’nin doğal taşta. Tamam bunun çoğunluğu magmatik diye adlandırabilecegimiz granit, bazalt, andezit tarzı taşlar. Ama 165 milyon doları geçmiş mermer grubu (mermer, bej, traverten, onyx, vb) ithalatı da var. Hoş çoğunluğu Çin’den. Covid ve sonrası dönemde mermer grubu ithalat her yıl artmaya başlamış. Önümüzdeki yıllarda 350-400 milyon dolarlara ulaşması içten bile değil. Cinin Koreye ihracatında her yıl biraz biraz düşüş var. Son bir kaç yılda 85 milyon dolardan 64e düşmüşler. Aynı dönemde Mısır 6 milyonlardan 36ya çıkmış. Biz mi? Yerimizde saymisiz. Hep 6-7 milyon dolarlar seviyesinde. Bunu görünce çok doğru hareket burada olmak bu fuara katılmak diyorum Türk doğal taş sektörü için. Zorlukları var mı var ama potansiyel de var.
Kadim Kore insaat geleneğini anlamaya çalışıyorum bir taraftan. Eski tarihi yapılarda taş bir kaide üzerine yapılmış ahşapa dayanan bir gösteriş mevcut. Renkliligi seviyorlar. Yuzolcum küçük nüfus büyük. Hızla yatay mimariden oldukça dikey bir mimariye geçiş yaşanmış hızlı büyüyen ekonomi ve refahla beraber. O hızın içerisinde genetik Kore zevki ve renkliliği biraz ihmal edilmiş gibi. Yavaş yavaş estetiğin ve zevkin saatleri gelmiş adeta. Güney Kore teknoloji çağıyla kendi mimari kültürünü bir şekilde harmanlayan yeni atılımlara açık ve imkanı da var. Batıyla bir çok alanda alıp adapte edip yeniden sunma kabiliyetine ulaşmış bu ülke mimari ve inşaatta da bunu çok rahat başarabilir.
Fuarda biraz biraz yüzler gülmeye başlamış sanki. İlk ortalama ziyaretçi şaşkınlığından sonra biraz biraz taş işinden anlayan ziyaretcilerstandtlara bir umut dalgası getirmişler. Daha ilk fuar ve birbirine yabancı dostlariz. Lotte World Tower, Incheon Havaalanı, CheonggyecheonStream restorasyon projesi, COEX Sergi ve Fuar Alanı, SeuldekiTheShilla, TheConrad, The Grand Hayatt otelleri gibi bir çok yeni projede hatri sayılır doğal taş kullanımını görmek mümkün. Batılı mimarlık ofislerinin de imza projeleri yapmaya başladığını gözlemleyebiliyoruz. Gwanggyo’dainşaa edilen GalleriaAvm bunlardan birisi. Güzel bir örnek olduğu için bu sayımızda detaylı bir haber de yaptık.
Güney Kore insanı geleneklerine ve kültürüne bağlı kalsa da bir taraftan değişime de açık. Uzakdogu kültüründe olmayan peynir gibi süt ürünleri, zeytinyağı gibi gıdaların tüketimin arttığını görebiliyoruz. Son yıllarda lüks tüketim harcamasında da hatırı sayılır büyüme var. Mesela 2022de lüks tüketim harcaması %24 artmış. 2021de de %20. Sanki dünyanın kargaşasından kendilerini soyutlayabilmis kendi içinde huzuru yaşayan dingin bir huzur ülkesi izlenimi veriyor. Ekonomik büyüme ve hareketlilik uluslararası cazibe merkezi haline de getirmiş ülkeyi. Dış göç de alıyor. Bilhassa Seul merkezde bir çok ulustan insan görmek mümkün. Bu da beraberinde kozmopolit bir yapıyı ve kültür genişlemesini de getiriyor. Gelişen şehirleri ve değişen zevkleri ile esasen Güney Kore iyi bir potansiyel Pazar izlenimi veriyor.
Lüksün, zevkin, teknolojinin izlerini fuarda da bulmak mümkün karma bir fuar olduğu için. Ahşap ürünler ciddi revaçta. Ahşap ve mermeri entegre etmiş bir mobilya firmasının ciddi satışlara ulaşması mümkün görünüyor. Doğal taş ve teknolojiyi entegre edebilecek çözümler de fark yaratır düşüncesindeyim. Klasik fuar ve pazarlama kalıplarından arınıp Korelileri anlayarak çözümler üretebilecek firmalar bu pazarda avantajlı olacaktır. Her ülkede gözlemlediğimiz gibi buyukelciligimiz firmalara destek vermede gayretli. Buyukelcimiz de 2.gunu Fuarı ziyaret ederek ve bütün standtlari dolaşarak bu kararlılığı ortaya koyuyor. Fuardan arda kalan burada iş olur duygusu. Ama bir taraftan beynimizin sorgulayan tarafı şerh koymaktan geri durmuyor. Hiç kolay olmayacak, çok çalışmak lazım çok!