Konteyner taşımacılığında dünya lideri olan Mediterranean Shipping Company (MSC), denizyolu, karayolu, demiryolu ve liman faaliyetleriyle Türkiye’de de adından sıklıkla söz ettiriyor. MSC Grubu’nun Türkiye’deki hikayesini, planlarını ve mermer taşımacılığı çözümlerini MSC Türkiye Ticaretten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hayati Demirer ile konuştuk.
Çalışanlarımız şirketin can damarıdır; işlerine bağlı, sadık ve azimliler. Bu ise rakipsiz uzmanlığının yanı sıra, MSC’yi insanların tercih ettiği bir taşımacılık şirketi haline getirir.
Kaptan Gianluigi Aponte
MSC Grubu’nun kuruluş hikayesinden başlayarak, şirketin bugüne kadar geçirdiği gelişim sürecini anlatabilir misiniz?
MSC, 1995 yılında Türkiye’deki acentesini kurarak ülkemizdeki faaliyetine denizcilik sektörüyle başladı. O tarihten itibaren, sektörde önemli bir oyuncu olarak kendini kanıtladı. Sadece dört yıl sonra, daha kapsamlı hizmetler sunmak ve erişimini genişletmek için Türkiye bağlantılı ilk transpasifik hizmetini başlattı. Bu adımla, Türkiye’deki istikrarlı büyüme yolculuğuna başladı. Gelişen talepler doğrultusunda MSC Türkiye, 15 yerel ofis ve 1.000’den fazla çalışanla geniş bir operasyon ağına ulaştı. Bu süreçte, farklı lojistik hizmetleri sunarak hizmet kapsamını genişleterek büyüdü. Bu kapsamda, 2011 yılında MEDLOG Lojistik kuruldu. MSC Grubu, bugün bu markasıyla 800 çekici ve 386 vagonla karayolu ve demiryolu taşımacılığı hizmetinin yanı sıra kapıdan kapıya ve transit taşımacılık, proje taşımacılığı ve depolama gibi geniş yelpazede lojistik hizmetleri sunuyor. Müşterilerine etkili ve rekabetçi lojistik çözümler sağlamayı hedefleyen Medlog, Türkiye’deki hizmetlerini iyileştirmek için operasyonlarına yatırım yapmayı sürdürüyor.
Türkiye’nin en büyük transit konteyner limanı olan Asyaport’un da 2015 yılında Tekirdağ’da kurulmasıyla, MSC Türkiye’nin bölgedeki faaliyetleri daha da güçlendi. Asyaport, Türkiye ve çevresindeki konteyner taşımacılığında artan talebi karşılamak için ileri düzeyde teknolojik altyapısıyla stratejik bir lokasyonda bulunuyor. Ayrıca, MSC Grubu’nun Türk bayraklı gemi yatırımı olan MEDLOG Gemicilik’ten de bahsetmek gerekir. 2015’te Medlog Gemicilik’in kurulmasıyla, artık gemi işletmeciliği alanında da faaliyet göstermeye başlıyoruz. Şu anda 10 gemisiyle Medlog Gemicilik, hem Türkiye sularında hem de uluslararası sularda hizmet veriyor.
MSC Grubu’nun ana faaliyet alanları nelerdir ve bu alanlarda sağladığı hizmetler hakkında bilgi verir misiniz?
MSC Grubu’nun ana faaliyet alanları denizcilik ve lojistik hizmetleridir. MSC, geniş liman ağıyla denizyolu taşımacılığına odaklanıyor. MEDLOG, karayolu ve demiryolu taşımacılığı ile depolama hizmetlerini sunarken, Asyaport kesintisiz limancılık uzmanlığıyla faaliyet göstermekte ve MEDLOG Gemicilik, Türk Bayraklı gemileriyle denizyolu taşımacılığı alanında hizmet vermektedir.
Şirketin sürdürülebilirlik ve çevresel sorumluluk konularında aldığı önlemler nelerdir?
MSC Grubu olarak sürdürülebilirlik konusunda benzersiz bir yaklaşımımız var. Sürdürülebilir bir gelecek yaratmadaki bu yaklaşımı, işimizin tüm alanlarına sağlam bir şekilde yerleştiriyor ve yansıtıyoruz. MSC filomuzu sıfır karbonlu yakıtları kullanabilir hale getiriyor, küresel lojistik ağımızda karbon emisyonlarının azaltılmasını sağlıyoruz. Karbon nötr olmayı hedefleyerek, lojistik geçiş çözümlerini destekliyor ve enerji verimliliğine odaklanıyoruz. Bununla birlikte, günümüz dijital çağında teklif alma, gemi takibi gibi günlük operasyonları destekleyen myMSC ve süreçleri hızlandırırken kağıt kullanımını azaltmayı hedefleyen MSC elektronik konşimento (eBL) dijital çözümlerimizi sunuyoruz. Bu uygulamalarla, kağıtsız işlem yapılmasına olanak tanıyor ve dünyaya daha az karbon ayakizi bırakarak daha çevreci davranıyoruz.
Karayolu ve demiryolu taşımaları yapan MEDLOG Lojistik’le de yakıt tasarrufu projeleri geliştirerek doğaya zarar vermeyen dengeli bir taşımacılık düzenine katkı sunuyoruz. Geçtiğimiz aylarda karbon emisyonunu azaltma hedefi doğrultusunda çevre dostu taşıma ve dağıtım sistemlerimizi geliştirerek “Yeşil Lojistik Belgesi”ni almaya hak kazandık. Aynı zamanda, Asyaport Limanımızda yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına dikkat ediyoruz. Likit doğalgazla çalışan aktarma araçları ve elektrikle çalışan liman sahil vinçleriyle Türkiye’nin en yeşil limanı olmaya gayret gösteriyoruz. Bu kapsamda, limanımızın kurulduğu tarih olan 2015 yılından beri güneş enerjisi sistemine yönelik yatırımlar yaparak her yıl yaklaşık 80.000 ağacı koruyarak doğaya katkı sağlıyoruz. Gemilerin yoğun uğrak yaptığı limanımızda atıkları, geri dönüşüm tesislerine göndererek elektrik enerjisi de sağlıyoruz. Kısacası, daha yeşil bir gelecek için var gücümüzle çalışıyoruz.
Mermer taşımacılığı sürecinde lojistik yönetimi nasıl bir öneme sahiptir ve bu konuda nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Mermer taşımacılığı sürecinde lojistik yönetimi, müşterilere hızlı ve güvenilir teslimat sağlamak, transit süreleri optimize etmek ve uluslararası ticarette rekabet avantajı elde etmek için kritik bir öneme sahip. MSC Grubu olarak, bu konuda stratejik bir yaklaşım benimsiyoruz ve müşterilerimize en iyi hizmeti sunabilmek için çeşitli adımlar atıyoruz.
Müşterilerimizin taşıma ihtiyaçlarını başlangıçtan teslimata kadar eksiksiz bir şekilde yönetiyoruz. Lojistik sürecin her aşamasında müşterilerimize destek olmak için uzman ekiplerimizle çalışıyor, özelleştirilmiş çözümler sunuyoruz. Türkiye’nin farklı illerinde gerçekleştirilen mermer fuarlarına ziyaretçi olarak katılım gösteriyor, müşterilerimizin geri bildirimlerini alıyoruz. Ayrıca, kendi standımızla 29. Marble İzmir Fuarı’nda yerimizi alarak müşterilerimizle yüz yüze görüşmeler yapmayı ve sektördeki mevcut gelişmeleri yakından takip etmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Tüm fuar katılımcılarını, A Holü’nde bulunan 253 numaralı standımızda ağırlamaktan mutluluk duyacağız.
Mermer taşımacılığı konusunda sektördeki firmalara ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz?
Mermer yüklerinin yoğun olduğu limanlarımıza yönelik çalışmalarımız bulunuyor. MSC ile gelen yükler için Medlog tarafından dolum hizmeti verilerek kombine taşımacılık kapsamında demiryolu kullandırabiliyoruz. Ayrıca, Antalya, Samsun, Trabzon gibi bölgesel limanlara da uğrak yaparak, hizmetimizi müşterilerimize en yakın konuma taşıyoruz. Böylelikle, bölgelerdeki mermer üreticilerine denizaşırı ihracatları için daha hızlı ve kolay bir seçenek sağlıyoruz.
Bununla birlikte, biliyorsunuz ki günümüzde Kızıldeniz’deki ticari gemilere yönelik saldırılar, küresel tedarik zincirinde krizlere yol açıyor. Konteyner taşımacılığında dünya lideri MSC olarak, Kızıldeniz’e erişim için saldırıların düzenlendiği Yemen’e uğrak yapmayan Red Sea Express servisimizi başlattık. Süveyş’i geçecek orta ölçekli gemilerle Mersin Limanı’ndan Suudi Arabistan’ın King Abdullah Limanı’na 3 gün gibi kısa bir sürede ulaşıyoruz. Oradan da TIR’larla Kuveyt, Katar, Umman, Bahreyn ve BAE gibi diğer Körfez ülkelerine teslim sağlayabiliyoruz. Aynı zamanda, rota değişikliğimizle Uzak Doğu servisimiz de haftalık seyrine kesintisiz devam ediyor.
MSC Grubu’nun gelecek stratejileri ve hedefleri nelerdir?
Müşterilerimize uçtan uca ve güvenilir hizmetler sunmak için sürekli olarak çalışıyoruz ve bu hizmetleri her zaman geliştirmek en büyük hedefimiz. Denizyolu, karayolu, demiryolu ve liman hizmetleri gibi farklı taşımacılık çözümleriyle müşterilerimize her zaman en etkili ve verimli aynı zamanda tüm ihtiyaçlarına yönelik hizmetleri sunuyoruz. Sektördeki sürdürülebilirlik trendlerini takip ediyor, çevresel etkimizi azaltmaya yönelik çözümlerimizi daha sürdürülebilir bir gelecek için hayata geçiriyoruz. Aynı zamanda, teknolojik gelişmeleri yakından izleyerek operasyonlarımızı daha verimli hale getiriyor ve müşterilerimize daha iyi hizmet sunabilmek için sürekli olarak yeni teknolojileri entegre ediyoruz.
MSC Grubu olarak, müşteri memnuniyetini ve sektördeki lider konumumuzu korumak için stratejilerimizi gözden geçiriyoruz ve geliştiriyoruz. Gelecekte de müşterilerimizin ihtiyaçlarına hızlı ve etkili bir şekilde cevap verebilmek için çalışmaya devam edeceğiz.