Ülkemiz 650’nin üzerinde renk ve desende 150’den fazla doğal taş türü ile mekanlara mimari olarak geliştirmenin yanında ekonomimize milyonlarca USD katkı sağlayan mermer maden ocaklarının ana üssü konumunda. Öyle ki dünya mermer rezervinin %50’ye yakını ülkemizde bulunmaktadır.
Bu kadar zenginliğin olduğu bu güzelim ülkede pandemi sonrası başlayan dar eksenli ekonomik dünya modeli ve global krizler sektörümüzün geleceğini baltalamış, Türk mermeri ne yazık ki lige her geçen gün aşağılara doğru inerek küme düşme arefesine kadar gelmiştir.
İki yıldır her ortamda söylediğim gibi mermer sektörü acilen duruş değiştirmeli, butik üretim – butik satış modeline geçmelidir. Çin, Hindistan, Mısır gibi ana kalem blok alıcılarını barındıran ülkeler, Amerika, Körfez ülkeleri, uzak doğu ülkeleri, Balkanlar ve dahi Rusça konuşan ülkeler eskiye nazaran çok ciddi ticari hacim düşüklüğü yaşamaktadır.
Daralan ticaret hacmi ile bu sefer ihracatçılar satış yapmak için tavizler vermekte, açık hesaplar zararına satışlar gündeme gelerek hem sektörün geleceğine zarar vermekte hem de ucuz hesap yaparak günü kurtarma adına ne yazık ki kendilerini ateşe atmaktadırlar. Satmak için taviz veren, günü kurtarmak için büyük riskler alan firmalarımız ayakları yere basmalı, yangına körükle gitmeye acilen son vermelidirler.
Zaman, ocağındaki kademe sayısı ile yaptığı katma değersiz ciro ile fabrikasındaki katrak sayısı ile övünme zamanı değil, işimize, aşımıza, rezervimize, ülkemize, ekmeğimize sahip çıkma zamanıdır.
ASKON Maden Komisyonu Kurucu Başkanı M. Salih Yıldız