Ünlü heykeltıraş Ali Dirier, sanatsal yeteneğini Kömürcüoğlu Taş Heykel Kolonisi ile birleştiren büyüleyici bir hikaye anlatıyor. Kömürcüoğlu Mermer’in sıra dışı girişimi, sanat ve doğanın ustaca harmanlanmasıyla anlatıyı aydınlatıyor. Elinde keskiler ve tavizsiz bir yaratıcılık tutkusu olan Ali Dirier, sadece enfes heykeller değil, sanatçı ruhunu da şekillendirecek bir macera sunuyor. Dirier’in hikayesine geçmeden önce tüm bunları mümkün kılan Kömürcüoğlu Mermer şirketini bir tanıyalım.
Kömürcüoğlu Mermer, 1982 yılında Ali Rıza, İsmail ve Nihat Kömürcüoğlu tarafından kurulan bir aile şirketidir. Denizli’de traverten yataklarının bulunması ve travertenin yapı malzemesi olarak kullanılmasının fark edilmesiyle Denizli’de traverten tabanlı bir sanayi başlamıştır. Kömürcüoğlu Mermer, 1996 yılından itibaren bir şirket statüsüne dönüşmüştür. Nihat Kömürcüoğlu, 2000 yılından itibaren İlker Kömürcüoğlu ve daha sonra da Caner Kömürcüoğlu ile birlikte iş yaşamına devam etmektedir. Nihat Kömürcüoğlu, 1982 yılına kadar Denizli’de faaliyet gösteren bir inşaat mühendisidir. Yapı sektöründe bulunması, babasının ve abisinin mermerciliği yapması ve traverten ocaklarıyla tanışması, Kömürcüoğlu Mermer’in kurulmasının temel unsurları olmuştur. Kömürcüoğlu Mermer, 1982 yılında küçük bir işletme olarak şehir içinde kurulmuştur. O dönemde kum katrak olarak adlandırılan bir kesme makinesi ile ilk traverten bloklarını kesmeye başlamıştır. İşletme bir süre atölye büyüklüğünde devam etmiş, ancak 1986 yılından itibaren modern bir fabrikaya dönüşmüştür. Kurum, 41 yılı aşkın süredir her yıl gelişerek büyümeye devam etmektedir. Kömürcüoğlu Mermer, traverten ocakları, üretim tesisleri, satış organizasyonu ve yurtdışı yatırımlarıyla sektörüne katkıda bulunmayı, bilgi paylaşımını desteklemeyi ve sürekli gelişmeyi misyon edinen bir kurumdur. Denizli Kaklık-Kocabaş yöresinde bulunan ocaklardan elde edilen traverten hammadde, Korucuk-Denizli’deki fabrikada yapı malzemesi olarak üretilmektedir. Kömürcüoğlu Mermer ocaklarında üretilen traverten, yörenin sert, sağlam ve taşlaşma sürecini tamamlamış özelliklerine sahiptir. Bu özellikleri nedeniyle özellikle Amerika ve Avrupa’da talep gören bir traverten ürünüdür. İç ve dış mekan döşemeleri, havuz kenarları, duvar kaplamaları, basamaklar, denizlikler ve küpeşte gibi birçok ürünün üretimi ve satışı başarılı bir şekilde sürdürülmektedir. Kömürcüoğlu Mermer, başta Amerika ve Almanya olmak üzere dünya genelinde 50’ye yakın ülkeye ihracat yapmaktadır. Ayrıca, Kömürcüoğlu Mermer bünyesinde 2012 yılından itibaren Kömürcüoğlu Vakfı tarafından düzenlenen Uluslararası Taş Heykel Kolonisi ile heykel ve anıt projeleri de gerçekleştirilmektedir.
Ali Dirier’in Kömürcüoğlu Uluslararası Taş Heykel Kolonisi’nde bir heykeltıraş olarak çıktığı yolculuğun ve yaşadıklarının öyküsünü bizimle paylaşıyor. Çalışmaları ve sanata olan tutkusu hakkında okumaktan keyif alacağınızı umuyoruz.
1975-1976 eğitim ve öğretim yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Heykel Bölümünde okudum ve 1983 yılında mezun oldum. 1983-1987 yıllarında Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalıştım.Kömürcüoğlu Taş Heykel Kolonisi’ne çok değerli ustam Mehmet Aksoy, 2011 yılında Nihat Kömürcüoğlu’nun koloni davetinden bahsetti fakat başka işlerim vardı katılamadım. 2012 yılında tekrar aldığım davet üzerine Taş Heykel Kolonisi’ne katıldım. Yaptığım eserin adı Kadının Çağlar Boyu Yolculuğu idi.
2013’te tekrar davet edildim fakat başka bir heykeltıraş arkadaşımı önerdim. Profesörlük sınavı olduğu için gelemedi. İş başa düştü. 2012 Kolonisi sırasında Kömürcüoğlu Afrodisias müzesi gezisinde Mavi At beni çok etkiledi. Onu yapmak için tekrar Taş Heykel Kolonisi’ne katıldım. Eserin adı Mavi At’a Saygı oldu. O yıl Mersin Adliyesine Atatürk Anıtı projesi aldım. İstanbul’da atölyede yapmayı düşünüyordum. Nihat Kömürcüoğlu gel bu anıtı burada yap dedi imkan sağladı. 2013’te orada kaldım, anıtı orada bitirip yerine yerleştirdim. Sonra Kömürcüoğlu Taş Heykel Atölyesinde kalıp orada Heykel Kolonisi’ne süreklilik sağlamak için taş yontmaya devam ettim. Birçok öğrenci yetiştirdim. Her yıl Taş Heykel Kolonisi’ne katılan yerli ve yabancı heykeltıraşlar ile ben de taş yonttum.
1-Kadının Çağlar Boyu Yolculuğu
2- Mavi At’a Saygı
3- Fred Çakmaktaş’ın Arabası
İşlediğim heykeller fantastik bir kurgu üzerine. Onlara hayranım. Her birisinin bende ayrı ayrı bıraktığı izleri taşımaya devam ediyorum.
Fantastik anlayış ve özgün arayış beni hiçbir zaman heykel sanatının geleceği hakkındaki umutlarımı yok etmeyecek. Aksine beni körükleyen ve üretken yapan yeni bir başlangıç ve arayışlara sürükleyecek.