Güzelliği ve dayanıklılığı ile tanınan mermer, büyük bir çekiciliği olan doğal bir taştır. Bununla birlikte, madenciliğinin ve işlenmesinin çevresel etkileri göz ardı edilemez. Sürdürülebilir uygulamalar önem kazandıkça, mermer sektörünün çevre dostu yaklaşımlara öncelik vermesi zorunlu hale gelmektedir. İTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu ve İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi Dr. Gamze Alptekin ile mermerin sürdürülebilirliği üzerine konuştuk.
Kısaca kendinizden, profesyonel özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?
Lisans ve Lisansüstü eğitimimi İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü ve İTÜ Mimarlık Anabilim Dalında tamamladım. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, İç Mimarlık Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalıştım. Garanti Koza İnşaat proje yönetim grubunda, VKV (Vehbi Koç Vakfı) Amerikan Hastanesi şantiyesindeki görevimin ardından Beykent Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde akademik ortama geri döndüm. 2003 yılından beri İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümünde görev yapmaktayım. Bu yazıda bana yer verdiğiniz için teşekkür ederim ancak mermer konusunda uzman olmadığımı belirtmek isterim. Doğal taşlara her zaman ilgi duymuşumdur, VKV Amerikan Hastanesi projesinde ve izleyen projelerde, Proje ve Yapım koordinatörü Y. Mimar Fahrettin Ayanlar’ın orijinal yapıda kullanılmış olan Marmara Mermerini yeni bir yorumla kullanışı beni çok etkiledi. Buradan hareketle yıllardır konuyu takip etmeye çalışıyorum. Bu arada, Yapı dalında Mimarlar Odası 2008 yılı Ulusal Mimarlık ödülü sahibi olan Y. Mimar Fahrettin Ayanlar ile doğrudan birlikte çalışma şansım olmasa da proje sürecinde kendisinden çok şey öğrendiğimi belirterek kendisini anmak isterim.
Mermerin sürdürülebilirliği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Biz mimarlar doğal malzemeleri her zaman tercih ederiz ve özellikle taklitlerini kullanılmayı da içimize sindiremeyiz. Ancak doğal bir yapı malzemesini kullandığınızda onu tüketmiş oluyorsunuz, çok uzun ömürlü oluşu, yeniden kullanılabilir oluşu, üretim sırasında ortaya çıkan taş tozu, kırma taşların da üretime katılması sürdürülebilirlik açısından olumlu değerlendirilebilmekle birlikte, çıkarılması sırasında yaratılan doğa tahribatı ve çevre kirliliğinin boyutları göz önüne alındığında mermerin sürdürülebilirlik karnesinin iyi olduğu söylenemez.
Sizce mermer üretimini daha sürdürülebilir hale getirmenin yolları var mı?
Jeoloji Mühendisleri Odası ve yetkili kuruluşlar tarafından yayınlanmış yayınlar, doğal taş madenciliğinin çevresel etkisinin nasıl en aza indirileceğine dair yol göstermekte. Bu yayınlarda doğal kaynaklardan ve yaşam alanlarından uzak maden sahalarının seçilmesi, maden açarken, işletirken, taşınırken uyulması gereken bilimsel kurallar açıklanıyor. Önemli olan bu kurallara uyulması, kısa vadeli kazanımlar için bugünden başlayarak gelecek nesillerin çevresel haklarının yok edildiğinin farkına varılmasını sağlamaktır.
Aslında yerel halk ve sivil toplum kuruluşları, çevresel sürdürülebilirlik konusunda bilinçli uyarılar yapıyor, tepki veriyor. Çevreyi koruma konusunda özendirici teşviklerle birlikte yaptırımların ağırlaştırılması ile sonuca varmanın mümkün olacağını düşünüyorum.
Mermeri sürdürülebilir bir şekilde kullanmanın zorlukları ve fırsatları nelerdir?
Mermer ocağının açılması, blokların çıkarılması, işlenmesi, doğrudan blok halinde ya da işlendikten sonra malzemenin taşınması çok güçtür. Bu güçlüğü azaltmak için ulaşım yollarına yakın alanlarda ocakların açılmaya çalışılması; orman ya da tarım arazilerinde, su kaynakları ve yerleşim alanlarının yakınında mermer ocaklarının açılması çevreye büyük zarar vermektedir. Fırsatlara değinmeden önce kuvvetli yönlerimize baktığımızda, ilk olarak ülkemizin doğal taşlar açısından çok zengin, bunların içinde bazılarının mahreç işaretli yani sadece o yere özgü olduğunu görürüz. Mermeri çıkaracak teknolojik olanaklarımız, deneyimli yerel girişimcilerimiz, üreticilerimiz ve tasarımcılarımız bulunmaktadır. Ulaşım olanakları açısından kara ulaşımına ek deniz ulaşımı olanağı da çok önemlidir. Bir diğer konu ise ülkemizde işçiliğin ucuz olmasıdır. Kuvvetli yönlerimizin dünyadaki karşılığına bakarak fırsatları analiz edecek olursak, doğal taşlar ve mermer kaynakları açısından dünyadaki yerimizin ilk beş arasında olduğunu görüyoruz. Sahip olduğumuz mermerler arasında bazıları bize özgü ve tasarım açısından önemli, aranan türlerdir. Dış ülkelerden mermerlerimize büyük talep vardır. Blok olarak çıkarılan mermeri işleme olanağımız olmasına rağmen, blok olarak da ihraç ettiğimiz ve kimi zaman aynısı ya da muadilini işlenmiş olarak ithal ettiğimiz görülmektedir. Bu durum ekonomik açıdan büyük bir kayba neden olmaktadır. Dünyada mermer üretimi ve ihracı konusunda önde bir ülkeyiz ancak mermer ithalatının da büyük miktarda olması, kimi projelerde ithal mermer kullanımının itibar unsuru olarak ön plana çıkarılması, bilinçsizliğin göstergesidir.
Ulaşım olanaklarımızın yeterli oluşu ihracat açısından taşımacılıkta bir fırsat olarak görülmekte olup, bu fırsatı sonuna kadar kullanmak için, maden ocaklarının yetersiz çevresel etki değerlendirmesi ile mevcut ulaşım noktalarına yakın yerlerde açılması, çevre tahribatını artırmaktadır. Yine ucuz işgücü olanakları işveren açısından bir fırsat olarak mermer üretim maliyetinin özellikle batı ülkelerine göre düşük olmasını sağlarken, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilirliğe aykırı durumlar yaratmaktadır. Ülkemizin genel olarak tasarım eğitimi ve özel olarak endüstri tasarımı eğitimi konusunda çok iyi eğitim veren yüksek öğretim kurumlarına sahip olması ve dünya çapında tasarımcılarımızın bulunması ayrıca kuvvetli bir yönümüzü oluşturur. Ancak, özellikle endüstri ürünleri tasarımcıları son yıllarda hızla ülkemizi terk edip, gelişmiş batı ülkelerine yerleşmektedir. Bu konuda sahip olduğumuz olanakları ve fırsatları kaybetme noktasındayız. Dolayısı ile kendi tasarımcılarımızı desteklemekte ya da onların aracılığı ile markalaşmakta yetersiz kalırsak, yabancı tasarımcılarla çalışır ya da yabancı markalara fason üretim yapar duruma düşersek, çok önemli bir fırsatı tehdite çevirmiş oluruz. Konuyu daha da detaylandırmak mümkündür. Görüldüğü gibi fırsatlar çok ama bu fırsatlar, bize çevresel, sosyal, ekonomik tehdit olarak dönebilecek konulardır. Bu fırsatların tehdite çevrilmemesi bütünsel ve doğru planlama kararlarına bağlıdır. Fırsatları kazanıma çevirirken uzun dönemli, katma değeri yüksek, doğru politikalar izlenmesi gerektiği görülmektedir. ‘Madenlerimiz çok, çok zenginiz, müşteri de var çıkaralım ve satalım’ şeklinde kısa vadeli kâr amacıyla hareket ederek gelecek nesillerin kaynaklarını yok ettiğimizin, buna hakkımız olmadığının farkında olmamız gerekli.
Sizce sürdürülebilirlik açısından mermeri gelecekte neler bekliyor?
Mermerin masif kullanımının gelecekte bugünkü kadar çok olmayacağını düşünüyorum. Doğal kaynakların değeri maalesef tükendikçe anlaşılıyor. Bu nedenle, özellikle sahip olduğumuz tüm madenlerin hammadde olarak ihraç edilmek yerine işlenerek ihraç edilmesinin ulusal politika haline gelmesini umuyorum.
Mermeri sürdürülebilir bir şekilde kullanmakla ilgilenen kişiler veya şirketlere ne tavsiye edersiniz?
Çevrenin korunması ve kalite ile ilgili konularda işin özü, ilgili tüm kişi ve kuruluşların konuyu özümsemesi ile ilgilidir. Yıllardır çeşitli konularda kalite yönetimi ile ilgileniyorum. Kalite çalışmalarını içselleştirmiş kurumlar diğerlerinden ayrılır. Marka değeri yüksek kuruluşları incelediğinizde, bunu açıkça görürsünüz. Bu konuda da aynı tespitleri yapabilirim. Mermer üretiminde sürdürülebilir uygulamalar yapan ve bunu şeffaf bir şekilde kanıtlarıyla ortaya koyan şirketler marka değerini ve pazar payını yükseltecektir. Bugün nasıl ki herhangi bir tüketim malını satın alırken çevresel etkileri iyileştirilmiş, insan haklarına önem veren firmaların ürünlerini daha fazla ödemeyi kabul ederek tercih ediyorsak, sürdürülebilir yöntemlerle mermer üretimi yapan firmaların ürünlerini kullanan projeler, yeşil bina sertifikası alarak ya da sadece kullandığı malzemelerin sertifikalarını sunarak değerini arttıracaktır. Sertifika sistemlerine pazarlama amacı ile bile yaklaşılsa, sonuçta motivasyon yaratan ve çevre kalitesi açısından fayda sağlayan araçlardır. Mermerin sürdürülebilirliği ile ilgili önemli bir konu da mermerin kültürel değerinin ön plana çıkarılmasıdır. Mimarlık tarihi açısından çoğu önemli yapıda kullanılan taşların öyküleri vardır. Dünyada tanınan, çok özel mermerlere sahibiz. Bu taşlar kullanım biçimleri ve kullanım yerleri ile geleneksel kültürümüzün bir parçasıdır. Bu taşlarımızı dünyaya ihraç ederken, kültürel değerini ön plana çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum.