Hierapolis
Araştırma Yazı: Maden Mühendisi Ali Mucak
Hierapolis… Adını, MÖ 2. yüzyıl başlarında kurulduğu ve Bergama’nın efsanevi kurucusu Telephos’un eşi Amazonlar kraliçesi Hiera’dan aldığı tahmin edilen Antik Kent. Antik yazarların, Asya’nın en mutlu kentlerinden birisi olarak tanımladığı Hierapolis, kentte çıkan termal suların sağlık amacıyla kullanılmasından dolayı Kutsal Kent olarak biliniyordu. Sularından sağlık, toprağından zenginlik veren kutsanmış bir şehir. Öyle bir şehir öyle bir toprak ki, termal sularıyla şifa verirken, doğal taş rezervleri ile de yerin altındaki zenginlikleri görkemli binalar yapılarak yerin üstüne taşınmış.
Böylesine güzel bir kentin sanatsız olması düşünülemezdi. Kentte yaşanlar da böyle düşünmüş olmalılar ki en özgün Roma tiyatrosu olarak gösterilen 8000 kişilik büyüleyici antik tiyatrosunu yapmışlar. Mermerlerin büyük bir titizlikle incelenmesi sonucu bu tiyatronun yüzyıllar sonra restore edilmesi ise 10 yıl sürmüştür.
Civardaki doğal taş rezervlerinde en çok bulunan traverten ise, kentin yapılarında kullanılan ana malzemelerden birisi olmuştur. Bu sayfada gördüğünüz ise traverten kullanılarak yapılmış muhteşem detaylara sahip hamam bazalika ve anıtsal bir mezar.
Kleopatra Havuzu
MS. 7.yüzyılda yaşanan deprem sonucu bazı noktalarda yer altı suları yüzeye çıkmış ve yıkılan agora sular altında kalmıştır. Günümüzde de doğal bir havuz olan Kleopatra Havuzu turistik bir tesis olarak hizmet vermektedir. Mermer üzerine işlenmiş mitolojik hikayeleri ve günlük yaşantıları yansıtan çalışmaları Hierapolis içindeki arkeoloji müzesinde görmeniz mümkündür.
SARDES
Konum olarak Manisa’nın Salihli ilçesine 8 km , İzmir’e 82 km uzaklıkta olan Sardes Lidya Devleti’nin başkentliğini yapmıştır.(M.Ö.1300)
Paktalos (Sart) çayında yapılan altın madenciliği sayesinde kent zengin bir dönem geçirmiştir. Lidyalıların ilk parayı bastığı yer olmasıyla da önemli bir yer olma özelliğini taşımaktadır.
Kent Lidyalılar, Persler, Bergama Krallığı ve Roma hakimiyetinde birçok ulusa ev sahipliği yapmıştır.
Roma Caddesinden kente girildiğinde örneklerine Efes’te ve Hierapolis’te de karşılaşılan halk tuvaletleri latrinalar görülmektedir.
Oturakların önünde açılan mermer oluk vasıtasıyla temiz su akışı sağlanmakta olup, oturakların altında hamamdan gelen su ile temizlenen bir kanal bulunmaktadır. Caddede birçok dükkan bulunmaktadır. Günümüzün esnaf çarşısı gibi sırayla caddeye dizilmiş konumdadırlar.
Roma hamamının güneydoğu tarafında yer alan Havra, taban mozaikleri ve duvar süslemeleri ile dikkat çekmektedir. Burası Genç Antik dönemde zengin Musevi cemaatinin toplanma merkezi olmuştur. Günümüze gelen kalıntılarının çoğu M.S. 5. Ve 6. yüzyıllara aittir.
Antik kentin en dikkat çekici yapılarından birisi Gymnasium ‘dur. Geniş bir alan üzerine kurulmuş hamamın arka tarafında termal bir havuz bulunmaktadır. Giriş kısmındaki sütunlar ve yazıtlar çok iyi şekilde günümüze ulaşmıştır.
Sardes Antik Kenti’nin en önemli alanlarından birisi de Artemis Tapınağı’dır. Artemis Tapınağı için geçmişte inşa edilen en büyük tapınaklardan biri olduğu belirtilmektedir. Tapınak 800 yıl boyunca kullanılmasına rağmen hiçbir zaman tam anlamıyla tamamlanamamıştır. Tapınağın yapımına Helenistik Dönemde (M.Ö 3.YY) başlanmış , M.S 1. Ve 2. Yüzyılda Roma İmparatorluk Döneminde devam etmiştir. Genç Roma ve Bizans dönemlerinde Hristiyanlığa geçilmesiyle pagan kutsal alanları önemini yitirmiş ve yapının taşları inşaat malzemesi olarak kullanılmak için yağmalanmıştır.
ARTEMİS SUNAĞI
Bu alan kutsal törenlerin ve ayinlerin yapıldığı yer olarak bilinmektedir. Tapınağın yapımında kullanıla mermerler 3 km güneyinde bulanan mermer ocaklarından gelmektedir. Nakliye sırasında hasar almaması için ocaklardan yontulmamış şekilde getirilen mermerler tapınakta işlenmiştir.
1911’de Sardes’e getirilip 1914 e kadar tapınakta yapılan kazılarda mimari blokların kaldırılması ve taşınmasında kullanılan vinç halen tapınağın önünde sergilenmektedir.