Silkar Stone Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akbulak:
“Başarının anahtarı güçlü ve ahenkli çalışabilen bir ekip”
Röportaj/ Interview: Şehriban ÇİMEN
”Her yolculuk bir hedefle, hayalle başlar ancak yolun uzun vadede sizi nereye götüreceği bilinmez. Aşılan zorluklar, yeni hedefler koymanızı sağlar. Ulaştığınızı sandığınız yerlerin işin daha başı olduğunu anlarsınız. Marka yaratmak çok kolay değildir; daha da zoru başardıktan sonra onu korumak ve geliştirmektir” diyor Silkar Stone Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akbulak. Doğal taş sektöründe 1990’dan beri faaliyet gösteren, geliştirdikleri birçok proje ile ilklere imza atan, Türk doğal taş sektörü içerisinde 2009 Turquality desteği alan ilk ve tek şirket olan Silkar Stone’un Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akbulak, Silkar Madencilik’in yeni markası Silkar Stone’u, şirketin markalaşma çalışmalarını, projelerini ve daha birçok şeyi Turkish Stone World Dergisi’ne anlattı. “Başarı varsa, ekip işi olduğunu bilirim ve ekibime güvenirim” diyen Erdoğan Akbulak, “Doğal taş işi bize aileden kalan bir iş kolu değildi. Almış olduğumuz eğitim nedeniyle, yaptığımız işin mükemmel ve farklı olması için çabalıyorduk. Bu da sadece bir kişinin yapabileceği bir iş değildi. Güçlü ve ahenkli çalışabilen bir ekip işiydi. Türkiye’de, sadece bizim sektörde değil hemen tüm sektörlerde patron her şeyi bilir ve karar verir anlayışı var. Her şeyi bilmediğimi öğreneli, çok uzun yıllar oldu. O nedenle emeğe ve bilgiye saygı duyarım” diyor.
Doğal taş sektöründe 1990’dan beri faaliyet gösteren Silkar Madencilik’in yeni markası ‘Silkar Stone’ hakkında bilgi verebilir misiniz? Yeni markanın oluşumu hangi ihtiyaçtan doğdu?
Bildiğiniz gibi uzun yıllardır Silkar Madencilik ve Amerika’daki kardeş kuruluşumuz Akdo Intertrade AKDO markasıyla ürünlerini pazarlıyordu. Ancak, aradan geçen uzun yıllar ve gösterilen gelişim neticesi Amerika’daki firmamız Silkar’ın ürünlerinin yanı sıra doğal taşın dışında çok farklı ürünleri de portföyüne katarak ABD’deki 400’e yakın bayisine hizmet sunmaya devam etmektedir. İnternetin çok etkin olduğu günümüzde Amerika’da satılmayan ancak Silkar’ın ürünü olan bazı malların tanıtımı, özellikle uluslararası mimarlık firmalarında karışıklık meydana getirmeye başladı ve hangi AKDO sorusuna muhatap olundu. Aynı şekilde Londra showroomumuz nedeniyle AKDO’nun çalıştığı birçok seramik vb. ürünler bize sorulmaya başlandı. İşte bu karışıklığı gidermek, ürünlerimizi tüm dünyada rahatça tanıtabilmek amacıyla SİLKARSTONE markasını yaratmaya karar verdik.
Yeni logonuz için nasıl bir çalışma gerçekleştirdiniz? Logonuzu oluştururken nelerden ilham aldınız?
Bu çalışmayı yaparken de sektörle ilişkili ve kimliğimizi, değerlerimizi iyi yansıtabilecek bir logo olsun istedik. Amerika’da yetişmiş, uzun yıllardan beri de Amerika’da tasarım çalışmaları yapan genç bir yetenek olan Deniz Hotamışlıgil ile profesyonel bir çalışma içine girdik. Kendisine bizi tanıması için gerekli olan dokümanları verdik; birebir uzun toplantılar yaptık ve bizim DNA mızı anlatmaya çalıştık. Logo şekil itibariyle, bir karo ya da blok çağrıştırıyor. Dolayısıyla sağlamlık ve güvenilirlik duygusu pekiştiriyor. Ortasındaki geometrik şekil ise ışık huzmesi şeklinde karanlıktan aydınlığa bir yol gösteriyor. Bu da bize sürekli aramak, araştırmak bilinmeze ışık tutmak ve inovasyon çalışmalarının kapısını aralıyor. Nihayetinde bir elmas şeklini de çağrıştıran biçimiyle de taşa değer katma arzumuzu perçinliyor.
Pazarda artık AKDO markası ile faaliyet göstermeyecek misiniz? AKDO markasının şu anki durumu nedir?
AKDO markası Amerika’daki kardeş kuruluşumuz AKDO Intertrade’in markası olarak devam edecektir. Onlar da, büyük mimari firmalarla çalıştıkları için ürünleri uluslararası projelerde yazılıyor ancak, bu ürünler taş dahil, seramikten cam mozaik ve hatta özel halılara kadar değişiklik gösterebiliyor. Müşterilere en yalın, hızlı ve kaliteli hizmet verebilmek için ayrı markalar oluşmasına karar verdik ve böylelikle karışıklığı engellemiş oluyoruz. AKDO özellikle Kuzey Amerika’da üst segmentte çok güçlü bir markadır ve öyle olmaya da daha güçlü bir şekilde devam etmektedir.
Türk doğal taş sektörü içerisinde 2009 yılında devlet destekli markalaşma programı olan Turquality desteği alan ilk ve tek şirket oldunuz. Kurumsallaşma, markalaşma, taşlarımıza değer katma adına büyük emekler verdiniz ve vermeye de devam ediyorsunuz. Firma olarak vermiş olduğunuz bu mücadelenin firmanıza ve Türkiye’ye kazandırdıklarını bizimle paylaşır mısınız?
Türkiye gibi ülkelerde maalesef uzun vadeli stratejiler geliştirmek, planlar yapmak çok sağlıklı olmuyor. Ancak biz, yıllar önce kurumsallaşmaya, planlı programlı işler yapmaya ve uzun vadeli stratejiler geliştirmeye odaklanmıştık. Bünyemiz buna hazırdı. Turquality programı, düşüncelerimizi hayata geçirmek için hızlandırıcı bir rol oynadı. Özellikle Amerika’da bayi ağımızı oturtmak, NY Manhattan’da bir Showroom açmak için bir fırsat yarattı. Bütün bu etkinlikler marka bilinirliğimizin Amerika çapında artmasını sağladı. Doğal taş işi bize aileden kalan bir iş kolu değildi. Almış olduğumuz eğitim nedeniyle, yaptığımız işin mükemmel ve farklı olması için çabalıyorduk. Bu da sadece bir kişinin yapabileceği bir iş değildi. Güçlü ve ahenkli çalışabilen bir ekip işiydi. O nedenle biz çalışanlarımıza da yatırım yapıp onların gelişimi için de önemli katkılar sağladık. Müşterilere iyi hizmet verebilmek, müşteriyi mutlu edebilmek için de ekip ruhu içinde hareket eden mutlu bir çalışan organizasyonuna ihtiyaç var. Eğer kurmuş olduğunuz sistem de iyi çalışıyorsa o zaman uzun vadeli stratejiler geliştirmek, belli bir vizyon, misyon ve değerler çerçevesinde şirketi belirlediğiniz hedefe doğru sevk ve idare etmek mümkün olabiliyor. Kurmuş olduğumuz sistem sayesinde tüm şirketteki operasyonları, cep telefonumdan takip eder durumdayım. ERP, CRM, Sharepoint vb. uygulamalar sayesinde şirketin finansallarını ve diğer aktivitelerini takip edebiliyor, ölçümlüyor ve de hızlı bir şekilde karar alabiliyor durumdayız. Bunu sadece ben değil, yetkilendirmeler dahilinde tüm yönetici arkadaşlarımız görebiliyor. Türkiye’de sadece bizim sektörde değil hemen hemen tüm sektörlerde patron her şeyi bilir ve karar verir anlayışı var. Her şeyi bilmediğimi öğreneli, çok uzun yıllar oldu. O nedenle emeğe ve bilgiye saygı duyarım. Başarı varsa, ekip işi olduğunu bilirim ve ekibime güvenirim.
Tasarım odaklı ürünleri özellikle Amerika Birleşik Devletleri pazarında büyük ilgi gören Silkar’ın toplam kaç deposu var? Bu depolar hangi bölgelerde yer alıyor?Tasarım ve inovasyon, başarının ve sürdürülebilirliğin günümüz koşullarında vazgeçilmez unsurlarıdır. Tasarım özellikle ABD pazarında mozaik ürünlerimizle öne çıktığımız bir konudur. AKDO, Connecticut ve San Francisco’da bulunan iki dağıtım merkezi ile 400’e yakın bayi kanalıyla nihai tüketiciye ürünlerini, 48 saat içerisinde ulaştırmaktadır. Bu tasarım ürünleri, Amerika’da tanınmış tasarımcıların yarattığı koleksiyonlar şeklinde olup sadece onların bayileri kanalıyla satışa sunulmaktadır. Son koleksiyonlardan biri değerli tasarımcımız Defne Koz tarafından hazırlanmıştır. NY Manhattan’da yer alan 1000metrekare büyüklüğünde AKDO showroomu ise tüm mimar, iç mimar ve tasarımcıların uğrak yeri olduğundan, tüm yeni ürünlerin tanıtımı açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Yeni yorumlar kazandırılan mermer sehpalar, mozaik çalışmaları, 1 cm kalınlığında daha ince ve hafif sehpalar… ve daha birçok yeniliğe imza atıyorsunuz. Bu fikirleri, projeleri yeşerten ve bunları ulaşılabilir hale getiren Silkar’ı daha yakından tanımak istiyoruz. Fikirlerin, projelerin hayata geçmesi için nasıl yol izliyorsunuz?
Sürekli ARGE’ye yatırım yaparak doğal taşın kullanım alanlarını artırmaya ve bir fark yaratmaya çalışıyoruz. Yaklaşık 6 senedir inovatif ürünlere yatırım yapıyoruz. Bunlar SILKARSTONE lamine paneller olarak adlandırdığımız bir ürün grubudur. Yüksek binalarda ya da hafiflik istenen dış ve iç cephe kaplaması, saçak altı uygulamalarında avantajlı çözümler getirir. Lüks teknelerde, mobilya sektöründe ve ahşap kaplama malzemesi olarak da kullanılabilir. Ancak, burada önemli bir ayrıntı; yeterli teknik bilgi, know-how, tecrübe ve gerekli sertifikasyonlarınız yoksa olumsuz durumlarda, yapılan yere vereceğiniz zararlar başınıza düşünemeyeceğiniz zararlar açabilir. Özellikle dış cephe uygulamalarında sertifikasyonların yani; yangın, deprem, rüzgar, performans gibi testlerin onaylı kuruluşlarca alınmış ve tamamlanmış olması işin sağlığı açısından çok önemlidir. Ayrıca, kazalara karşı sigorta bulunması da gereklidir. Bu işler göreceli olarak teknoloji ve bilgi gerektirmektedir. Biz yıllarca Türkiye’den ve Amerika’dan danışmanlarla çalışarak o ülkelerde geçerli olacak test sertifikalarını aldık ve oralardaki projelere SILKARSTONE cephe panellerini üretip vermekteyiz. Bu yeniliklere, sektörün içindeki ve dışındaki gelişmeleri takip ederek ve müşterileri, karar vericileri dinleyerek sorunları tespit etmeye çalışarak karar veriyoruz. Gelişmeleri onlarla paylaşıp ihtiyaca en uygun ürünü geliştirmeye çalışıyoruz. Doğal olarak uzun bir süreç yaşanıyor. Bu işte sabır çok önemli. İnovasyon sürecinde çoğunlukla hedeflediğiniz yoldan bambaşka yollara evirilebiliyorsunuz. Çoğu deneme başarısızlıkla sonuçlanıyor. Verdiğiniz emekler çoğu zaman boşa gidebiliyor. Bizde bu iş, şirketimizin bir kültürü haline geldi. Her aşamada herkes, bir işi nasıl daha iyi yapabilirim diye düşünür ve düşüncelerini paylaşır. Ekipler inceler, eliminasyonlardan geçerek uygulanabilecek fikirler değerlendirmeye alınır ve süreç devam eder. Yaptığınız inovatif ürünlerin alıcısı hemen kapıda beklememektedir. Müşteri ürünü daha önce kullanmadığından ihtiyatla yaklaşır. O nedenle ürünü geliştirmiş olsanız dahi ürünün piyasada kabulü birkaç seneyi bulabilir. Amaç sürekli bir iş kolu haline getirmek olduğundan bir iki projeye malzeme vermek, yaptım anlamına gelmemektedir.
Aktif olarak çalıştırdığınız toplam kaç ocak bulunuyor? Bu ocaklar nerede ve hangi ürünleri elde ediyorsunuz?
Doğal taş işinde endüstriyel anlamda bir güç haline gelebilmeniz için rezervlerinizin bol ve çeşitli olması size rekabet avantajı ve süreklilik sağlar. Bizim gibi projelere malzeme veren bir kuruluş için de bu son derece önemlidir. O nedenle her sene ocak arama çalışmalarına durmaksızın devam ederiz. Bugün itibariyle Sivas, Mersin, Balıkesir ve Yunanistan’da çalıştırdığımız ocaklarımız var. Bunların bazılarında birden fazla çeşit vardır. Ayrıca, ara verdiğimiz ve önümüzdeki dönemde açılacak olan Bursa ve Afyon ocaklarımızı da sayarsak Türkiye’de 6, Yunanistan’da 1 olmak üzere toplam 7 farklı konumda ocağımız vardır. Bunların haricinde bazı mermer ocaklarıyla da özel anlaşmalar yaparak müşterilerimize geniş bir mermer yelpazesi sunmaktayız.
Birbirinden ilgi çekici geometrik desenli çalışmalarınız bulunuyor. Toplam kaç farklı mozaik koleksiyonunuz var? Bir mimar size gelip projesinde oluşturmak istediği herhangi bir geometrik deseni talep ettiğinde, bunu karşılayabiliyor musunuz? Tasarımda sınır yoktur. Yıllardan beri sanatçılarla çalıştığımız için elimizde belki de 100’den fazla renkte mermerler bulunmakta ve bunları mozaik ürünlerimizde kullanmaktayız. Kendi koleksiyonlarımız, kendi özel dokularımız olduğu gibi herhangi bir müşterinin tasarladığı özel ürünleri de üretebiliriz. Yalnız işin başarısı için tasarımcı ile yakın temas halinde bulunup, projenin nasıl gittiği hakkında bilgi alışverişinde bulunmak son derece önemlidir. Üretim süreci sırasında tasarımcının yapılan işi yerinde görüp yorumlaması önemli ve gereklidir. Şu anda Irak için yaptığımız özel bir mozaik projesinin tasarımcısı geldi ve yapılan işin kalitesini görünce çok memnun olup ayrıldı. Bu tür yakın çalışma firmaya olan güveni artırmakta, bu da sonraki işlerin alımı için önemli bir referans olmaktadır. Bu marka bilinirliğini artırmaktadır.
Her yolculuk bir hedefle, hayalle başlar. Siz firma olarak hedeflerinize ulaştığınızı, marka bilinirliği konusunda istediğiniz seviyeye geldiğinizi düşünüyor musunuz?
Her yolculuk bir hedefle, hayalle başlar ancak yolun uzun vadede sizi nereye götüreceği bilinmez. Aşılan zorluklar, yeni hedefler koymanızı sağlar. Ulaştığınızı sandığınız yerlerin işin daha başı olduğunu anlarsınız. Marka yaratmak çok kolay değildir; daha da zoru onu başardıktan sonra onu korumak ve geliştirmektir. Değişim o kadar hızlı oluyor ki siz hedefinize belki de varamadan değişiklikler yapma ihtiyacı duyuyorsunuz. Biz bunu çok kez yaşadık. Ama heyecan veren şey; o uğurda çabalamak ve hep bir adım önde olmayı başarabilmektir. Dünyada binlerce doğal taş firması var. Biz de bu sektörde inovasyona, tasarıma, çevreye ve insana değer veren bir anlayışla saygın ve lider bir firma olma yolunda ilerlemeye çaba sarf ediyoruz.