Zıt malzemeler arasındaki beklenmedik etkileşim
Onun çalışmalarında taş kumaşa, kumaş taşa dönüşüyor…Birbirine tamamen zıt olan iki malzemenin aynı zamanda birbirini bu kadar net tamamlaması, izleyenleri de hayal kurmaya itiyor. Nottingham Mimarlık Yüksek Lisansı öğrencisi Mohammad Qasim Iqbal’ın yapay zeka tekniği ile gerçekleştirdiği gerçek üstü tasarımları, mimariye farklı bir bakış açısı ile bakmayı sağlıyor. Taştaki detaylar, narin ipek kumaşla birleşerek barok cephenin modern bir versiyonunu oluşturuyor. Çalışmalarında kullandığı zıt malzemeler ile beklenmedik etkileşim sağlayan ve izleyenleri büyüleyen Mohammad Qasim Iqbal, sanatsal çalışmaları hakkında Turkish Stone World Dergisi’ne bilgiler verdi.
Daha derin anlamlara yönelme
Mohammad Qasim Iqbal’ın tarihe yoğun bir ilgisi var. Bunu da işlerinde net bir şekilde görebiliyorsunuz. Çalışmalarında ise ağırlıklı olarak taş kullanıyor. “Çalışmalarımda taşı kullanmamın birinci nedeni, mukavemet ve sertlik gibi iyi bilinen nitelikleridir” diyen Mohammad Qasim Iqbal, “Geleneksel taş algılarına meydan okumak için onu genellikle ipek kumaşla birleştiririm. Bu kombinasyon, taşın geleneksel özellikleri ile ipeğin hafifliği, yumuşaklığı ve esnekliği arasında bir kontrast oluşturur. Bu karşıtlık, izleyicinin dikkatini çeken ve onları işime daha yakından bakmaya teşvik eden ve sonunda niyetlerimin ardındaki gerçeği görmelerine izin veren şeydir. Onları daha derin anlamlara dalmaya teşvik eder. Aslında çalışmalarımda, beklenmedik bir şey yaratmaya çalışıyorum. İzleyicinin hayal kurmasını, taşın katı, sert ve güçlü olduğu söylense de yeterince güçlü bir arzuyla esnek, yumuşak ve kırılgan olabileceğini fark etmesini istiyorum. Amacım görme ve hayal kurma yeteneğini aktarmak” diyor.
Yeni fikirleri ateşleyen, benzersiz yaklaşımlar
“Yapay zekâ tarafından oluşturulan görüntüleri paylaşmadan önce, tarihsel emsallerin birleşik çizimlerini oluşturarak mimarlık disiplinine daldım. Bu süreç boyunca, seçilen eserlerin tersine mühendislik yapmaya ve mimarların düşünce süreçleri ve duyguları hakkında fikir edinmeye çalıştım. Ve projelerin arkasındaki gerçeği ortaya çıkardım” diyen Mohammad Qasim Iqbal şunları söylüyor: “Neredeyse bir yıldır yapay zeka alanını araştırıyorum. O zamandan beri bu teknolojiyi anlamamı ve kullanmamı geliştirmek için büyük çaba harcadım. Klasik mimari, özellikle zamansızlığı nedeniyle bana çekici geliyor. Klasik mimarinin diline ve ölçeğine çekiliyorum. Diğer yandan Rönesans, Üslupçuluk ve Barok akımlar Klasik mimariye yeni bir yön sunuyor. Bir kolektif olarak, bu hareketler bana yeni fikirleri ateşleyebilecek benzersiz yaklaşımlar, içgörüler veya kavramlar sunarak ilham veriyor. Palladio, Michelangelo, Romano, Borromini, Bernini ve Corbusier’in eserleri çalışmam üzerinde önemli etkiler yaratıyor. Çalışmalarını birbirine bağlayan ortak noktanın, zamansızlıkları olduğuna inanıyorum. Bu da tüm iyi sanat veya mimarlığın özlem duyduğu bir şey” diyor.
Zamansız sanat
“Nihai amacım, mümkün olanın sınırlarını zorlamak ve çalışmalarım aracılığıyla duygu ve düşünceleri uyandırmak” diyen Mohammad Qasim Iqbal, “Yaratıcılığım, anladığımı hissettiğim ve anlamadığımın farkında olduğum şeylerle beslenir. Daha önce de belirttiğim gibi, bazı mimarlar ve sanatçılar çalışmaları aracılığıyla bana ilham veriyor ve duygular uyandırıyor. Corbusier’in bir yazısından ilham alabilirim, tıpkı Michelangelo’nun bir heykeline hayran olduğum gibi. Zamansız sanat, her zaman ilham kaynağım olacak” diye konuşuyor.