Viktor Vasilev, mimarlık dünyasının dikkat çeken isimlerinden biri. Doğduğu Bulgaristan’dan İsrail’e taşındığı genç yaşta başlayan kariyeri, Milano’daki Politecnico’da ve Kopenhag’daki Danimarka Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi’nde aldığı eğitimle şekillendi. Kendi tasarım stüdyosunu kuran Vasilev, uluslararası arenada tanınmış markalarla işbirlikleri yaparak ödüller kazandı ve övgüler topladı. Sadeliği estetikle ustaca birleştiren tasarımlarıyla dikkat çeken Vasilev’in röportajında, yaratıcı süreci, tasarım felsefesi ve sektördeki geleceğe dair derinlemesine bir bakış sunuyor.
Bize mimarlık firmanızın kuruluş hikayesinden ve misyonundan bahseder misiniz?
Ofisim, iyi mimarinin ve yüksek kaliteli tasarımın çok iyi bir yatırım olduğuna inanan müşteriler için özel çözümler üretme arzusuyla kuruldu. Müşterilerimiz için en iyi çözümü elde etmek amacıyla oranlara, ışığa, malzemelere ve mükemmel detaylara odaklanıyoruz.
Mimaride mermeri tercih etmenizin nedenleri nelerdir? Bu malzemenin sizin için avantajları nelerdir ve mermerin diğer malzemelere göre avantajları nelerdir?
Belirli bir projenin bulunduğu yeri çevreleyen ortamdan gelen malzemeleri kullanmayı seviyoruz. Bu, bağlamla anında görsel bir bağ oluşturuyor. Boş bir kâğıt üzerine inşaat yapmıyoruz. Mermer ve doğal taş, dünyanın her yerinde bulunabilecek en yaygın malzemelerdir. Zamanın testine direnirler ve başka hiçbir şeyle eşleştirilemeyecek özel bir estetik kalite getirirler. Travertenleri olmayan bir Roma ya da Pietra Serena’sı olmayan bir Floransa hayal etmeye çalışın.
Mermerin farklı renk, doku ve desenleri arasında seçim yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? Projelerinizde hangi mermer türünü daha çok tercih ediyorsunuz?
Dediğim gibi, projenin konumu tasarım sürecimizde önemli bir role sahip. Yerel malzemeler kullanmak ve yeni ile mevcut bağlam arasında bir bağ oluşturmak istiyoruz. Renkler söz konusu olduğunda paletimiz çok seçici. Müşterinin kişisel yaşam tarzına uyum sağlayabilecek uyumlu bir alan yaratmak için birkaç şeye odaklanmayı tercih ediyoruz. Belirli bir malzeme seçtiğimizde, onu mümkün olduğunca çok kullanmayı seviyoruz. Genellikle çok fazla mermer çeşidini karıştırmayı sevmiyoruz. Dikkatli kullanılması gereken değerli bir malzeme.
Mermerin gelecekteki trendlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Tasarım dünyasında mermer kullanımında ne gibi değişiklikler öngörüyorsunuz?
Mermer mimaride her zaman var olacak. Seramik dünyasındaki yeni gelişmelerle değiştirilemeyecek niteliklere sahip. Tıpkı plastiğin hiçbir zaman doğal derinin yerini alamayacağı gibi. Ben her ikisi için de yer olduğuna inanıyorum. Kaliteyi ve zamansız güzelliği tercih eden ve bu değerleri yansıtan projelere yatırım yapmaya hazır insanlar var.
Şirketinizin öne çıkan 3 projesinin isimlerini ve özelliklerini paylaşabilir misiniz? Bu projelerin tasarım süreci ve sonuçları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Carrara’daki GEMEG Showroom:
Burası Carrara kasabasının girişinde Carrara Mermeri için bir showroom. Tüm mekânı bu eşsiz malzeme etrafında tasarladık. Binanın koyu renkleri mermer plakaların beyazlığının altını çiziyor.
Lugano’da M Residence:
Burası üç farklı kattan oluşan bir çatı katı. Sürekli bir yaşam alanı yaratmak amacıyla hem iç hem de dış mekan için Basaltina taşını seçtik. Yüzme havuzu, evin geri kalanıyla güçlü bir görsel kontrast oluşturmak için Siyah granit ile kaplanmıştır.
Carrara’da Soldati Evi:
Bu Toskana’da bir aile evi. Yerel geleneğe uygun olarak dış cephe için Pietra Serena’yı seçtik ancak iç mekan büyük Travertino Navona levhalarıyla kaplandı. Bu eşsiz İtalyan malzemesini sadece zeminler için değil, merdivenler ve evin tüm banyoları için de kullandık. Bunun tek istisnası, yine siyah granitle kaplanmış olan bodrum katındaki mini havuzdur.