İtalyan sanatçı Massimiliano Pelletti, doğduğu Pietrasanta kasabasında mermer işleme tekniklerini öğrenerek sanat dünyasına adım attı. Stagio Stagi Sanat Okulu’ndan sonra Pisa Üniversitesi’nden Felsefe diploması aldı. 2006’da Avrupa ve Akdeniz’den Genç Sanatçılar Bienali’ni kazanarak uluslararası alanda tanındı. Heykellerinde başlangıçta memleketinin malzemesi olan mermeri kullandı, ancak zamanla kuvars, oniks ve kireçtaşı gibi farklı malzemelere yönelerek doğadan ilham aldı. Pelletti’nin eserleri, İskenderiye Bienali ve Venedik Bienali gibi prestijli sergilerde sergilenmeye devam ediyor. Heykellerinde kullanılan malzeme çeşitliliği ve doğadan ilham alma süreci üzerine odaklandık. Pelletti’nin eserlerindeki ilhamı kısaca ele aldık.
Kendi projelerinize geçmeden önce kendinizden bahsedebilir misiniz?
Benim adım Massimiliano Pelletti, Pietrasanta’da doğdum. Büyük babam, Mario Pelletti, çok iyi bir mermer ustasıydı.
Mermerden yapılmış projeler üzerinde çalışırken mermer size neler hissettiriyor?
Mermer, doğal taşlar, yeryüzünün tarihini, milyonlarca yılzaman içinde gerçekleşen oluşumunu temsil eder.Bir taşı elimize aldığımızda, gezegenimizde dokunabileceğimiz en eski şey odur.Bu bilinçle bir esere yaklaşıyorum ve ona şiirsellik katarak şekillendirmeye çalışıyorum.
Ağırlıklı olarak hangi mermerleri kullanıyorsunuz? Türk taşları kullandınız mı?
Evet, oniksleri çok seviyorum, çalışmalarımda sık sık kullanıyorum ve genellikle Türkiye’den geliyorlar.
Eserinizi tamamladıktan sonra ona baktığınızda ne düşünüyor ve nasıl hissediyorsunuz?
Benim için bir eser yaratmak, sahip olduğum bir güzellik ihtiyacına katkıda bulunmaktır.Bitirdiğim bir heykelim ile gurur duyuyorum ama ihtiyacım beni hemen bir sonraki projeye odaklanmaya itiyor.
En beğendiğiniz 3 projenizin isimlerini ve özelliklerini paylaşır mısınız?
Favori projelerim arasında Atena, Kristal Venüs ve Yeşil Hermes bulunmaktadır. Atena, kalsitli grottoso adı verilen kusurlu bir malzemeden yapılmıştır. Kristal Venüs, kristal gibi berrak ve şeffaf bir malzemeden yapılmıştır. Yeşil Hermes ise yeşil renkteki bir malzemeden yapılmıştır. En çok sevdiğim özellik ise malzemenin karakteristik özelliklerinin sonuçta işlerime katkı sağlamasıdır
Stagio Stagi Sanat Okulu’ndaki ve Pisa Üniversitesi’ndeki eğitiminiz sanat anlayışınızı nasıl şekillendirdi? Sanatsal yaklaşımınızda felsefenin rolü nedir?
Mario Pelletti olan büyük babamın çok iyi bir ustası olması sayesinde heykelin işini ve dilini öğrendim. Küçük yaşta onun stüdyosunda başladım ve zamanla, oyun oynayarak, heykel sanatının sanatını ve tekniğini öğrendim. Sanat okulu önemli bir yaratıcı yolculuktu, ancak daha da önemlisi Felsefe idi, üniversitede, çünkü orada sanatımda getirdiğim bir dil öğrenebilirdim. Aslında aradığım şey, malzemenin kusurluluğu ile şekli yönetme yaratıcı eylemim arasında estetik bir denge. Bu farkındalık, estetik felsefe kursu süresince bende olgunlaştı; bu denge, önümüzdeki işin karşısındaki izleyiciye şiir iletmek için temel bir bileşen olduğuna inanıyorum.
2006 Avrupa ve Akdeniz’den Genç Sanatçılar Bienali’ndeki ödülünüz kariyerinizde bir dönüm noktası mıydı? İskenderiye Bienali ve Venedik Bienali gibi büyük etkinliklerde eserlerinizi sergileme deneyimi nasıldı?
Avrupa ve Akdeniz’den Genç Sanatçılar Bienali, katıldığım ilk büyük sanat etkinliğiydi. Katılmamı teşvik eden Felsefe öğretmenim sayesinde, Pisa’da öğrenim gördüğüm şehri temsil ederek kabul edildim. Hala eserlerimin sergilendiği gösterimdeki güçlü duyguyu ve hızlı kalp atışlarını hatırlıyorum. Bu etkinlikten sonra, işimi tanınır hale getiren ve profesyonel kariyerimi büyüten uluslararası sergiler serisi izledi. Biennale gibi önemli bağlamlarda sergilenmek, her sanatçının hedeflediği bir amaçtır. İşimi mümkün olan en profesyonel şekilde sürdürmeye çalıştım ve bu sonuç hemen eleştirmenler ve uzmanlar tarafından fark edildi.
Gelecekteki sanat projeleriniz ve hedefleriniz nelerdir?
Şu anda önemli bir arkeoloji müzesi ile bir işbirliği üzerinde çalışıyorum. Henüz inşa aşamasında bir proje olduğu için daha fazla bilgi veremem ancak antik Yunan ve antik Roma heykeltıraşlarıyla kendimi karşılaştıracağım, antikçağın önemli başyapıtlarını yorumlayacağım bir iş olacak. Aynı zamanda, ünlü bir İtalyan mimarlık stüdyosu tarafından tasarlanan yeni bir kilise için bir dizi heykel yaratıyor ve önemli uluslararası sanat galerileri ile işbirlikleri kuruyorum.