Alimoğlu Mermer Granit San.Ve Tic.A.Ş.’nin CEO’su Hasan Burak Alimoğlu, sürdürülebilirlik ve çevre bilinciyle önemli adımlar atarak, mermer artıklarının değerlendirilmesine öncülük ediyor. Gerçekleştirdiğimiz röportajda Alimoğlu, şirketinin sadece sektördeki başarılarına odaklanmakla kalmayıp aynı zamanda doğayla uyumlu ve çevre dostu uygulamalara verdiği önemi vurguladı. Mermer atıklarının ekonomik ve çevresel faydalarını masaya yatıran bu röportaj, Alimoğlu Mermer Granit San.Ve Tic.A.Ş.’nin sadece iş dünyasında değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir gelecek için attığı önemli adımları da gözler önüne seriyor.
Mermer sektöründe faaliyet gösteren Alimoğlu Mermer firması hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Alimoğlu Mermer Granit San ve Tic A.Ş Kökleri 1940 yılına dayanan temelleri Abdullah Alimoğlu tarafından atılmış bir aile şirketidir. Sektöre Doğaltaş Ocakçılığı ile başlayan şirketimiz, Anıtkabir’ın yapımında kullanılan taşların ocaklarımızdan çıkarılarak Ankara’ya sevki ile gelişen süreçte yurtdışından getirilen makinaların da etkisi ile fabrika üreticiliğine, dünya mermer rezervinin hatırı sayılır oranı ile cazibe merkezi olan ülkemizin İhracat kapasitesinin artması ile de İhracata başlamış yaklaşık 83 yıldır faaliyetlerini sürdürmektedir.
Hali hazırda İzmir, Denizli ve Afyonda fabrikaları, ocakları ve 25’e yakın ülkeye ihracatı ile seri üretim ve Proje odaklı, müşteri deneyimi ve dijitalleşmeye önem veren sektöründe öncü şirketlerden olma vizyonu ile yolumuza devam etmekteyiz.
Mermer üretim sürecinde oluşan artıkların çeşitleri nelerdir ve miktarları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Doğaltaş üretimi ocak’dan başlayarak fabrika’da üretiminden sevkine kadar geçen süreçlerde, çeşitli artıkların oluştuğu zincirleme bir üretim sürecidir. Moloz, toz ve paledyen artıkları bu aşamalarda ortaya çıkıyor. Üretimi ve işlenmesi esnasında meydana gelen artık miktarı %90’ların üzerinde olan mermer sektörü yeniden kullanım için önemli miktarlarda hammadde açığa çıkarmaktadır. Ortaya çıkan artıklar toz ve parça artıklar olmak üzere ikiye ayrılmakta ve bunlar çeşitli şekillerde ve farklı sektörlerde ara malı, yarı mamul ve mamul olarak değerlendirilebilmektedir. Moloz, toz ve parça halindeki mermer artıklarının farklı kullanım alanları olmakla birlikte daha ziyade doğrudan inşaat sektöründe dolgu malzemesi ve inşaat sektöründe girdi olarak kullanılan diğer ürünlerin birleştiricisi olarak kullanılmaktadır.
Bir mermer ocağında yapılan madencilik çalışması sonunda elde edilen çıktının en iyimser ihtimal ve verimli çalışma ile yaklaşık %1 ila %3’lük kısmının mermer olarak elde edilebildiği, %90’ları aşan oranda bir miktarın ise cüruf, moloz ve artık malzemeden oluştuğunu söyleyebiliriz.
Alimoğlu Mermer firması, mermer artıklarını nasıl değerlendiriyor? Geri dönüşüm ve yeniden kullanım süreçleri hakkında bilgi verir misiniz?
Uzun yıllardır ocaklarımızda ve fabrikalarımızda oluşan artıkları genellikle inşaat ve seramik sanayisine yarı mamül olarak sunuyoruz. Verimli üretim metodları ile daha ocakta kesim yapılmadan gerekli önlemleri almaya çalışıyoruz, tabii ki bunlar yeterli değil. Bu nedenle uzun zamandır kafa yorduğumuzu ve projeler geliştirdiğimizi söyleyebilirim.
Yaklaşık 1,5 yıldır üzerinde çalıştığımız ve İzmir Kalkınma Ajansı tarafından Yeşil Mavi Dönüşüm Projesi Hibesi alarak da taçlandırdığımız, Alimotine (Doğala Özdeş Su Bazlı Bağlayıcılar ile Sıkıştırılmış İnşaat Malzemesi) olarak da adlandırdığımız bir geri dönüşüm ürünümüz var artık diyebilirim. Mermer işletmeciliğinin artıkları olan moloz, toz ve paledyen ürünlerinin, epoksi ve benzeri çevreye zararlı kimyasal bazlı birleştirici malzemeler kullanan mevcut teknolojiler yerine, çevre dostu su bazlı bir teknoloji kullanılarak, öğütme, birleştirme, form verme, kesme, silme ve parlatma aşamalarından sonra ekonomik açıdan değeri olan çevreci bir inşaat malzemesi haline getirdik. İşletmemizde yılda ortalama 2,5 milyon ton mermer cüruf, moloz ve artığı oluştuğu, üretim süreçleri sırasında ise , yıllık olarak 1.500 ton civarında mermer çamuru oluştuğu söylenebilir. İşte bu artıkları Alimonite Projemiz ile , mermer ocaklarından elde edilen ticari olarak kullanılabilir mermer çıktısının yaklaşık %50’si kadar bir miktarda daha faydalı malzemenin de cüruf, moloz ve artık olarak çıkan malzemeden ayrıştırılarak ekonomiye kazandırılmasını hedefliyoruz.
Bu projenin en önemli unsurlarından biri de geleneksel kuvars ve mermer tozu kullanımı bazlı mevcut suni mermer üretiminden farklı olarak, üretiminde akrilik bazlı (polyester veya epoksi reçine) kimyasalların kullanılmadığı ve öngörülen üretim yönteminin insan sağlığına zarar vermediği, tamamen su bazlı ve çevre dostu yenilikçi bir teknolojiye sahip olmasıdır. Bu sayede iklim değişikliği ve çevre koruma bilincinin arttığı gelişmiş batı ülkeleri başta olmak üzere birçok farklı alanda olduğu gibi, inşaat sektöründe de geri dönüşümlü, çevreye duyarlı, karbon emisyonu az ürünlere olan talebe yanıt verilmiş olacaktır.
Üstelik Alimonite’in çevreci ve doğala özdeş formülü ile oluşturduğumuz ürün öncesi Hammaddesini de piyasaya sürerek Sektördeki tüm madencilik firmalarının kullanımına sunmuş olacağız.
Mermer artıklarının çevresel etkileri hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu etkileri azaltmak için firmaların neler yapabileceğini düşünüyorsunuz?
Madencilik sektöründe en pahalı açık ocak işletmeciliği mermer üretiminde karşımıza çıkmaktadır. Bunun en önemli nedenlerinden birisi mermerin ocaktan blok halinde elde edilme zorunluluğudur. Ülkemizde mermer ocaklarında genel olarak blok veriminin düşük olması nedeniyle büyük miktarlarda artık oluşmaktadır. Üretim sonucu ortaya çıkan artıkların başka endüstriyel alanlarda değerlendirmeye alınamaması da uzun yıllar sonucu biriken bu artıkları, görüntü kirliliği oluşturan yapay artık dağları olarak karşımıza çıkarmaktadır. Sürdürülebilir madencilik ilkeleri ve 2030 iklim eylemi planlarını da düşündüğümüzde daha az karbon emisyonu için bu artıkların acilen değerlendirmeye alınması ve verimli üretim yöntemlerine geçilmesi gerekmektedir. Sürdürülebilir üretim için de Yeşil enerji kaynaklarının oluşturulması ve kullanılması, Ürün ve Kurumsal karbon ayak izlerinin izlenmesi ve de planlı üretim yapılması şarttır diyebiliriz.
Alimoğlu Mermer, mermer artıklarının yanı sıra sürdürülebilirlik ve çevresel koruma konularında başka hangi adımlar atıyor?
Alimoğlu Mermer için ‘Sürdürülebilirlik’ aslında çok eski yıllardan itibaren şirketin doğaya olan borcunun bilinciyle üretim yapma mottosu ile benimsenmiş bir hedeftir diyebiliriz. Şirketin yıllardır STK’larda aktif rol oynayan bir geçmişi olduğunu da düşündüğümüzde, şirketimiz çevre bilincini her zaman ateşden bir gömlek gibi sırtında taşımaktadır.
Sürdürülebilirlik ve Yeşil enerji için, İzmir fabrikamız’ da 704 kW Çatı GES’i, Afyon da ise Arazi GES’i ile 1,3 mw güce sahip projemiz tamamlanmış ve halihazır da kullanılmaktadır. Uşak Eşme’de 3. GES projemizin yatırım süreci ise devam etmektedir. 2024 yılı ilk çeyreğinde hayata geçireceğimiz ‘Dijital Üretim Takip’ sistemi ile, minimum fire ile max verim sağlamayı hedefleyerek elimizdeki kaynakları en doğru şekilde kullanmayı hedefliyoruz.
Gelecekte, Alimoğlu Mermer firmasının sürdürülebilirlik ve çevresel koruma alanında hedefleri nelerdir?
Yeşil Enerji Kaynakları yatırımlarımız hız kesmeden devam edecek ve bu konuda çok hızlı yol aldığımızı ifade edebilirim. Dijitalleşme ve Veriyi doğru değerlendirme üzerine yaptığımız yatırımlar, 2024 yılında da devam edecek. Ayrıca sürdürülebilirlik için su kullanımını ve atık su değerlendirme projelerini de çok önemsiyoruz. Bu konularda araştırmalarımız devam ediyor. İzmir Kalkınma Ajansı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) iş birliğinde yürütülmeye başlanan İzmir Endüstriyel Simbiyoz Projesi’nde katılımcı olarak projenin hayata geçirilmesi konusunda desteklerimiz devam ediyor.
Sadece kendi sektörümüzde değil, diğer sektörlerle de işbirliği içerisinde Girişimcilik ve İnovasyon odağında birlikte iş yapma ve faydalı model geliştirme konularında çalışmalar yaparak, günümüz teknoloji trendlerini de yakından takip ediyoruz. Bu çalışmalar ile dünya’daki mega trendleri de takip ederek şirketimizi yeni dünyaya hazırlamaya, daha çevreci, daha sürdürülebilir, daha çevik bir yapıya büründürmek istiyoruz.