EMİB Başkan Yardımcısı Şener Bayyurt
“Sektörün reaksiyon sorunu var!”
Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Bayyurt Yönetim Kurulu Başkanı Şener Bayyurt doğaltaş sektöründe yaşanan gelişmelerle ilgili Taş Dünyası Dergisi'ne önemli değerlendirmelerde bulundu.
Şener Bayyurt'un görüşlerinden satır başları
Seramik mermer için büyük sorun!
Satışa değil, pazarlamaya odaklanın!
Eskisi gibi rahat değiliz. Bundan sonra kolay hamle yok!
Japonya, Almanya ve Güney Kore pazarlarına ağırlık verilmeli!
Her türlü değişime karşı sektörde reaksiyon oluşmalı
Çok satmaya değil, daha fazla katma değer yaratmaya konsantre olmalıyız
Dünyada yaşanan ekonomik dalgalanmalar, savaşlar, belirsizlikler her sektörü olduğu gibi doğaltaş sektörünü de zaman zaman etkiliyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan 2008 yılında Mortgage Krizi ile sektör rotasını Amerika'dan Çin'e çevirmişti. 2015 yılında Çin hükümetinin inşaat sektörünü yavaşlatmasıyla birlikte ise Çin, inşaat sektörünün ana kalemlerinden olan doğaltaş ithalatını yavaşlattı. 2008 yılından sonra yükselişe geçen doğaltaş sektörü böylece ilk defa 2015 yılında ihracatta düşüş yaşadı. Konuyu değerlendirmek için görüştüğümüz Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcı Şener Bayyurt, “Eskisi gibi rahat değiliz. En büyük tehdit inşaat ve seramik sektöründen geliyor. Şuanda küçük pazarda azalan karlar dönemine girdik. Her türlü değişime karşı sektörün hızlı reaksiyon vermesi sağlanmalı. Şuan sektör çok zor reaksiyon veriyor. Daha tutumlu, akıllı olmamız lazım. Bundan sonra kolay hamleler yok” diyor.
Güçlü ve zayıf yönler belirlenmeli
Bu zamana kadar doğaltaş sektörünün kesintisiz büyüme sürdürdüğünü belirten Bayyurt, gerçekleştirilecek bir konsensüs ile sektörün güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Bayyurt, “Kesintisiz büyüme döneminde de bunun yapılması, bugünkü düşüşleri engelleyecek bir tutum olabilirdi ama ona gerek duymadık. Çünkü işler büyüyordu, devam ediyordu. Geldiğimiz nokta itibariyle bir swot analizi yapılıp, bunların belirlenmesi gerekiyor. Ama belirlendikten sonraki bir aşamada nasıl bir reaksiyon alınacağını ve bu analizin nasıl yapılacağını sektör olarak birlikte belirlemeliyiz” dedi.
“Strateji yapmayı unuttuk!”
Sektörün pazarlama odaklı değil, satış odaklı hareket ettiğini söyleyen Bayyurt, sektörün pazarlama konusuna ağırlık vermesi gerektiğinin altını çizdi. Bayyurt, “Satış ve pazarlama çok farklı şeyler. Sektör olarak hiçbir şekilde pazarlama yapmadık. Pazarlama olarak ne yapmalıyız, pazarda fiyatları nasıl belirlemeliyiz, hangi pazarlara doğru hareket etmeliyiz, hangi ürünleri geliştireceğiz, ürünü pazara nasıl sunacağız, hangi fuarlara katılacağız? Bu stratejilerin hepsi birer pazarlama faaliyetleri. Biz bu kısmı tamamen unuttuk, hepimiz satışa odaklandık. Çünkü satış gerçekleşiyordu. Şuandan itibaren pazarlamaya odaklanmalıyız. Hangi strateji ile odaklanmamız gerektiğini sektörel konsensüsle bulmamız gerekiyor” dedi.
İnşaat ve seramik, sektörün tehditleri
“Eskisi gibi rahat değiliz. Çünkü en büyük tehdit inşaat sektöründen geliyor” diyen Bayyurt sektörün tehditleri ile ilgili şu açıklamaları yaptı: “İnşaat sektörü bir anda talepten daha fazla büyüyebiliyor. Devletler de bunu kontrol altına almak için inşaat sektörü ile ilgili aniden karar alıp, bazı yaptırımlar uygulayabiliyorlar. Bunlar da inşaat sektörünün önemli tedarikçilerinden bizi birinci dereceden etkiliyor. İkinci büyük tehdit ise seramik sektörü. Teknoloji ilerledikçe seramikçiler mermerlerin birebirine yakın kopyalarını geliştirdiler. Üç boyutlu printerlar da çıkıyor. Profesyonellerin dahi ayrıt edemeyeceği şekilde, üretim yapmaya başladılar. İleri ki dönemde ticari pazarı seramikçilere kaptırabiliriz. Özellikle kıta Avrupası (Hollanda, Belçika, Almanya, Avusturya, İsviçre) pazarı bizim açımızdan çok yıprandı. İtalya'nın kuzeyindeki pazarları seramik pazarı işgal etmiş durumda. Gelişmelere gözümüzün açık olması lazım. Eskiden ülkeler hakkında öngörüde bulunabiliyorduk. Ancak şimdi bütün pozisyonlar bizi yanıltabiliyor. Çünkü dünyanın herhangi bir yerinde oluşacak olumsuzluk bizi etkiliyor. Her türlü değişime karşı sektörün hızlı reaksiyon vermesi sağlanması gerekiyor. Şuan sektör çok zor reaksiyon veriyor.”
“Kriz ilerlememiz için bir fırsat”
Pazarda yaşanan yıpranmanın rakamlara da yansıdığını kaydeden Bayyurt, “Sektörün içinde bulunduğu dar boğazı herkese anlatmamız gerekiyor” dedi. Pazarlama bileşenlerinden halkla ilişkiler ve reklamı çok iyi kullarak, bürokraside ve halkta kamuoyu yaratılabileceğini söyleyen Bayyurt, “Sıkışan pazarda hamleler artık zorlaşıyor. Küçülen pazarda çok fazla hata hakkınız da yok. Çok doğru kararlar alıp, çok doğru şekilde yönetmemiz gerekir. Sektör artık daha kaliteli, daha güzel ürünler ortaya çıkarmalı. Şu ana kadar büyüyerek ilerledik. Mermer bu zamana kadar hep prestij malzemesi olarak yer almışken, son 10 yılda biz mermeri en alt tarafa kadar indirdik. Bütün olabilecek tehditleri değerlendirmemiz gerekiyor. En büyük ilerleme kriz dönemlerinde oluyor. Bu durumu ben, kendimizi geliştirebileceğimiz bir dönem olarak görüyorum. Bizim ürünlerimizle ilgili pazar mevcudiyeti devam ediyor. Ürünlerimizle ilgili bir pazar var. Burada sorulması gereken en önemli soru şu, 'Biz bu pazarlara göre nasıl konumlanacağız? Çünkü mevcut konumumuzu devam ettiremeyebiliriz. Tekrar konumlanmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Çok satış değil, karlı satışlar
Dünyanın bütün ülkelerine Türk taşının ihraç edildiğini ancak ağırlıklı Amerika ve Çin pazarı ile çalışıldığını belirten Bayyurt bazı pazarlarda daha aktif olunması gerektiğinin altını çizdi.
Bayyurt şunları söyledi: “Biz sadece mevcut pazara ağırlık veriyoruz. Japonya, Güney Kore, Almanya gibi ülkelerde çok fazla varlık gösteremiyoruz. Bu ülkelerde neden yokuz, bunların belirlenmesi lazım. Farklı stratejilerle bu pazarları da zorlamamız lazım. Tekrar ürünlerimizin konumunu değiştirmeye ihtiyacımız var. Tabi bunun için kaliteyi de değiştireceğiz. Elimizdeki personel kalitesini değiştirmek, makine parkını, Pazarlama yöntemlerini gözden geçirmek gerekiyor. Metrekareden yaratacağımız katma değerden çok, ne kadar çok metrekare üretiriz konusuna daha çok konsantreyiz. Belki de bu noktaya, en çok metrekareyi, en ucuza nasıl üretiriz ile geldik. Sektör olarak bundan sonraki dönemlerde, nasıl daha fazla para kazanabileceğimiz ürünleri yaratabiliriz konusuna ağırlık vermeliyiz.”
Bilgi rafine hale getirilmeli
Ege Maden İhracatçıları Birliği olarak bürokrasideki engelleri fırsata çevirmek için çok uğraştıklarını söyleyen Bayyurt, bilgiyi aktarma konsunda daha aktif olacaklarını belirterek, “İzmir Marble Fuarı'nın bitiminden Haziran'a kadar sektör çok ciddi bir düşüş yaşadı. 2015 senesinde bürokrasiye de çok fazla konsantre olduk. Bu iş tek boyutlu değil. Bürokrasi, üretim ve pazar boyutu var. Her üç tarafa da eşit oranda bakmazsanız, herhangi birisi sorun çıkarabiliyor. Kendimizi doğru ifade etmemiz gerekiyor. Bilgiyi aktarma konusunda daha aktif olacağız. Bilgiyi rafine hale getirip ekonomik değer olarak karşı tarafa sunabilmek önemli. Her tarafa eşit ilgi ve alakalı ile bakmalısınız ki ihracat yönümüz yürüsün.”