Röportaj/ Interview: Şehriban ÇİMEN
Nazareno Biondo, İtalyan bir heykeltıraş. Onu keşfettiğim anda çalışmalarından inanılmaz etkilendim. Çok uzun bir süre eserlerini yayınladığı sayfasından çıkamadım. Doğada sessiz bir şekilde duran mermer, onun sihirli ellerinde yaşanmışlıklarıyla anlatacak hikayesi olan birer sanat eserine dönüşmüştü adeta. Kelimeleri ve sesi olmayan heykelleri, çağdaş toplumun insani ruh hallerine dair bir şeyler anlatıyordu. Mermerden yapılmış ezilmiş kapaklar, kutular, buruşturulmuş sigara paketleri, izmaritler, yara bantları, kırılmış kasetler…Belirli bir amaç için kullanılıp sonrasında atılan, o terk edilmişlik hissini iliklerinize kadar hissettiren eserler…Derin hayal kırıklıkları olan geçmişin izlerine mi, toplumun tüketim çılgınlığına mı bakıyordum? Eserleriyle içsel bir yolculuğa çıkaran bu heykeltıraşla bir an önce tanışmak istedim. Büyük bir heyecanla hemen kendisi ile iletişime geçtim. Müthiş yeteneğinin yanı sıra oldukça da sıcakkanlı birisi Nazareno. Onun için mermer, zamanın sınavına dayanabilecek bir güç duygusu. Şu an, 15 ton ağırlığındaki bir mermer bloktan eski ve terk edilmiş Fiat 500 model araba projesi için çalışıyor. Projenin belgeseli de çekiliyor. Çocukluk hayali, “Harika bir sanatçı” olmaktı ve geçmişte kurduğu bu hayal bugün, onun gerçeği oldu. “Benim için en önemli şey, titreşiminizi doğru düşünce akışında tutarken, asla hayal kurmayı bırakmamaktır” diyor Nazareno. Projelerinde ağırlıklı olarak Carrara Mermeri’ni kullanan Nazareno’nun ‘Güzel bir Türk mermeri” dediği ve çalışmaktan mutluluk duyacağı bir Türk mermeri de var. Taşın adı ise: Rosalia
Taşlara yeni formlar verme tutkunuzu nasıl yönlendirdiniz? Sizi yakından tanımak için aldığınız eğitimler, bugüne kadar çalışmalarınızda ilgilendiğiniz konular hakkında bilgi verir misiniz?
Çocukken fikirlerim zaten çok netti, aklım hep sanattaydı. Heykel tutkum, doğa ve dünya ile uyum içinde olmak için ihtiyacım olan bir şey. En güzel heykel olduğunu düşündüğüm doğa, beni her zaman büyülemiştir. Torino’daki Albertina Güzel Sanatlar Akademisi’nin ilk yılında elimden geldiğince mermer kullanmaya başladım. Kendimi iyileştirmenin bir yolu olarak yok etmeye ve yaratmaya başladım. Doğanın bu soylu malzemesiyle güzel bir şey yaptım ve böylece zamanın sınavına dayanacak bir mesaj gönderdim. Çalışmam, nihilist toplumumuzda tanık olduğumuz insanın çılgın evriminin öyküsünü anlatan çelişkili günlerimizin bir kanıtı olarak görülebilir. Akademide okurken pizzacılık yaparak ve yaptığım çalışmalar sayesinde Torino’da kendi laboratuvarımı açtım. Atölyemi açtıktan sonra yarışmalara, heykel sempozyumlarına katılmaya, kendimi tanıtmaya, yavaş yavaş fuarlar ve genel olarak çağdaş sanat dünyasına girmeye başladım. Bangkok’taki BACC veya Torino’daki Palazzo Saluzzo Paesano gibi önemli müzelerde, kişisel sergilerde yer aldım.
Her heykeltıraşın bir malzeme tercihi vardır. Sizi mermer ile çalışmaya çeken etkenler nelerdi?
Mermeri seçtim ; çünkü bu rafine malzeme beni her zaman büyüledi, beni gözle görülemeyen bir şeyle temas ettirmeyi başardı. Her şeyden önce mermer, zamanın sınavına dayanabilecek bir güç duygusu veriyor. Zamanla, tüm duyularımla dinleme yeteneğimi geliştirdim ve ailemde hiç mermer heykeltıraş olmamasına rağmen, bu yola girdim.
Ağırlıklı olarak hangi mermeri kullanıyorsunuz? Mermer seçiminde kriterleriniz nelerdir?
Ağırlıklı olarak beyaz Carrara mermeriyle çalışıyorum. Çalışmak istediğim konuya göre blok, beyaz veya tonları değişiyor. Sık sık olduğu gibi, yapmak istediğim bir heykel fikri aklıma gelir ve düşüncelerimin arasında uzunca bir süre, sanki uyuyormuş gibi, mükemmel bir mermer bloğu bulana kadar orada kalabilir. Sanki o blok, öznenin enerjisini taşıyormuş gibi hissediyorum. Sanki fikrim ilk doğduğunda kendi düşüncemle yeniden oluşturulmuş ve orada uykudaymış da beni bekliyormuş gibi. Ardından, üretim süreci doğal bir şekilde sorunsuz bir şekilde akıyor.
Bildiğiniz ve çalışmak istediğiniz Türk mermerleri var mı?
Bir sanat sempozyumu için 2012 yılında Bodrum’daydım ama Yunan Pentelicus dağından gelen bembeyaz bir mermer yontmuştum. Türk mermerleriyle hiç çalışmadım. Güzel Türk Rosalia Mermeri’ni biliyorum ve denemekten çok memnun olurum!
El işçiliğinin sanatınızdaki yeri nedir?
Heykellerimi yaparken teknolojiyi hiç kullanmadım. El işçiliğinin yerini hiçbir şey tutamaz. Zihnimi bedene bağlayan enerji, özümden ellerime doğru akıyor. Bu da sihirli bir oluşum ritüelinde olduğu gibi, fikri mermerin içinde somutlaştırıyor. Robot kullanımına karşı değilim, ancak bu yeni sanat akımı, makineler şekillendirirken ne kadar malzeme israf edildiğini merak etmeme neden oluyor. Teknoloji bir zaman tasarrufu olabilir, evet, ama el yapımı bir işte olan sihir, duygu ve yapımında hissedilenler asla kaçırılmamalıdır. Gerçek heykel bir ritüeldir ve değerlerine saygı duyulmalıdır.
Taşların esnek görünmesi konusunda inanılmaz bir yeteneğiniz var. Başarınızın sırrı nedir?
O kadar tutkuluydum ki, zamanla ve pratik kazanarak, yorgunluk ve hata yapma korkusu gibi kişisel sınırlarımı aştım. İstediğimi elde etmemi sağlayan materyal hakkında güçlü bir farkındalığa ulaştım. Sadece temsil etmek istediğim şeyin sahip olması gereken etkiyi bilinçli olarak düşünmem gerekiyor. Temsil etmek istediğim pamuksa, sadece yoğun bir şekilde pamuk hakkında düşünürken, ellerim bir şekilde sonucu vermeyi başarıyor. Bunu açıklayamam, tamamen bilinçli değilim ; ama bunları yapmak ve sanata aktarırken kaybolmak, bana doğal geliyor.
Mermer ile çalışmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
İşinize değer veren ve takdir eden ve belirli sonuçlara ulaşmak için yaptığınız fedakarlıkları anlayan, kendinizi her zaman daha ileriye götürme gücü veren iyi insanlarla tanıştığınızda, avantajlar bulunur. Ana dezavantaj, özellikle yalnız çalıştığım için heykeltıraşlığın çok zamanımı alması, ama neyse ki bu beni gerçekten iyi hissettiriyor.
Klasik sanat literatüründe yapıtlarıyla sizi etkileyen ilham verici bir heykeltıraş var mı, yaşasaydı ona ne sormak istersiniz?
Beni büyüleyen birçok heykeltıraş ve sanat eseri var. Birçok sanatçıya derin bir saygı ve hayranlık duyuyorum. Aslında her fırsatta yeni şehirleri, sanat fuarlarını ve müzeleri ziyaret etmeyi seviyorum. Bunlardan herhangi birinden ilham aldığımdan emin değilim. Bugün bunlardan biri yaşıyor olsaydı ona, yaşadığımız toplum hakkında ne düşündüğünü ve bu mevcut dünya durumunun arkasındaki sebeplerin neler olduğunu sormak isterim. Benim için gerçekten önemli olan, gerçekliği sorgulamayı asla bırakmamak.
Sizi en çok heyecanlandıran çalışmanız hangisi?
Beni en çok heyecanlandıran heykel halen devam eden bir eser. Başlangıçta 15 ton ağırlığında olan bir beyaz Carrara mermer bloğu ve heykel bittiğinde 3 ton ağırlığında olacak. Bir arabanın gövdesini temsil ediyor. Eski ve terk edilmiş bir Fiat 500 model bir araba. Bu kişisel şahesere yüklediğim acılar, beni çoğu zaman bütün gece ayakta tutuyor. Tek bir ışıkla karanlıkta üzerinde çalışırken, kulağımda müzikle sanki zaman duruyor. İçinde gerçek hayattan bir sahne bulacaksınız. Proje çılgın bir performansla sona erecek. Bazı video yapımcıları bu çalışma hakkında bir belgesel gerçekleştiriyor ve 2022’de hazır olacak.
Ezilmiş kutular, buruşuk sigara paketleri, yara bantları gibi dönemin tüketim sembollerini işlediğiniz birçok etkili eseriniz var. Eserlerinizle iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Yaratıcı çabalarımı, herkesin gözünde dünyada olanları belgelemeye odaklıyorum. Yargılamayı veya eleştirmeyi sevmiyorum. Sadece neyin doğru neyin yanlış olduğunu söylemeden, zamanımızı olduğu gibi temsil ediyorum. Kuşkusuz, konu seçimi ilk bakışta ironik görünse bile, her zaman bizi düşündürür. Belki de bu irade, benim gezegensel düzeyde somut değişiklikler görme arzumdan kaynaklanıyor. Her nasılsa, genç ve meraklı gözlerin gördüğü bir gerçeği, zamanla hayatta kalacak bir malzemeyle belgeliyorum. Seçtiğim konular, daha iyi ya da daha kötü bir şekilde beni bir şekilde silinmez bir şekilde şok eden ya da etkileyen görüntüler. Figüratif sanat yapmasam da çağdaş toplumun insani ruh halleri heykellerimde yer alır.
Çocukken hayaliniz neydi? Ve bugün ne hayal ediyorsunuz?
Çocukken harika bir sanatçı olmayı hayal ettim ve bugün hayalim gerçek oluyor. Kendimi bir çocuk gibi hissettiriyor, en sevdiğim oyunla oynuyorum. Ama benim için en önemli şey, titreşiminizi doğru düşünce akışında tutarken asla hayal kurmayı bırakmamaktır. Böylelikle algımız ve dünya en iyi şekilde şekillenecektir.