Haber/ News: Şehriban ÇİMEN
Bazen yıllarca ararsınız, bulamazsınız.. Ama bilirsiniz bir yerlerde sizi, kavuşacağınız anı bekliyordur. O anlar da hep bir tesadüf eseri oluşmaz mı? Tıpkı Imperial Brown’un, Serkaya Madencilik ile buluşması gibi. Isparta’nın Kadılar Köyü’ndeki, doğanın milyarlarca yıl süren gizemini içinde barındıran eşsiz bir taş, adeta göz kırpmıştı. Rüzgarla uçuşan dalların, koyu zeminli toprağın altında, nefes alıp veriyor, insanlıkla buluşacağı anı bekliyordu. Ve beklediği de gelmişti. Kim bilir yıllarca kimler geçti o benzersiz taşın bulunduğu vadiden. Ama kimse hissetmemişti varlığını. Ta ki bir tesadüf onları bir araya getirinceye kadar. Yüzyıllar sonra gerçekleşen bir buluşmaydı bu…
Doğanın yaşanmışlıkları
Isparta’nın Kadılar Köyü’ndeyiz. Ocağa giderken yol boyunca size yemyeşil ağaçlar, çoşku ile akan dereler eşlik ediyor. Yörenin toprağı da diğer bölgelere göre daha koyu renkli bir kahverengi. Tıpkı Imperial Brown gibi. Firmanın, bir dost ziyaretine giderken yol üzerinde gördüğü vadinin topografyasını farketmesiyle başlıyor her şey. O vadi ki, doğanın tüm yaşanmışlıklarına dair izler taşıyan, fosilleri ve koyu rengi ile kullanıldığı alanlara statü getirecek değerli bir hazineyi saklıyordu. Firmanın, vadideki mermer oluşumlarını fark etmesiyle Imperial Brown’un doğumu için de tüm hazırlıklara başlanmıştı. Evet, insanlık ve tabiat tarihinin en önemli şahitlerinden bir yenisi daha ekleniyordu Türk doğal taşları klasörüne.
Deniz kabuğu fosili
Elbette doğadaki her taş birbirinden kıymetli. Peki Imperial Brown’u diğerlerinden ayıran, onu farklı kılan özellikler nelerdi? Şöyle açıklıyor Serkaya Madencilik Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Kepezkaya: “Imperial Brown sert, sağlam yapısı ve yüksek cila alma kalitesinin yanı sıra, rengi ve deniz kabuğu fosilleri ile benzersiz bir taş. Özellikle üzerindeki fosil hareketleri büyük bir albeni oluşturdu. Aynı ocaktan Fantastic Flower ve Fantastic Spider olmak üzere iki farklı seleksiyon daha çıkıyor. Beyaz çizgili desenleri ile Spider seleksiyonun, bookmatch özelliği de var. Yaptığımız araştırmalara göre sağlamlığı, rengi, yüksek cila kalitesi ve içindeki fosilleri ile bu özelliklere sahip Türkiye’de başka mermer yok. Rengi ve yüzeyinde bulunan fosiller ile kullanıldığı alanlarda büyülü bir atmosfer oluşturuyor. Çok değerli, nadir bir ürün.”
Hayallerle taş bir araya gelince
Muhammed Kepezkaya, taşın ilk üretildiği yıllarda özellikle Uzak Doğu pazarının büyük ilgisini çektiğini söylüyor. Zaman geçtikçe, seleksiyonlar oluştukça pazar da çeşitleniyor. Uzak Doğu ile birlikte Avrupa ve Körfez ülkelerine de satış gerçekleştiriliyor. “Tek pazar odaklı çalışmanın, fiyat rekabetinin, miktar odaklı satış yapmanın sebep olacağı riskleri biliyoruz” diyen Kepezkaya, “Doğanın insanlığa armağanı olan doğal taşları, hak ettiği değerde üretme ve pazarlama gayreti içerisindeyiz. Proje uygulaması yapan ve fabrika üretimi olan bir firma olmamızın bu konuda çok büyük avantajını yaşıyoruz. Proje işlerinde aktif olduğumuz ve mimarlarla yoğun bir şekilde çalıştığımız için taşın nerelerde kullanılabileceğini, hangi uygulamalar ile taşın estetiğine zenginlik katılabileceğini biliyoruz. Bu da sürekli olarak hayal gücümüzü çalıştırmamızı, yaratıcı olmamızı sağlıyor. Hayallerle taş bir araya gelince ise ortaya muazzam bir iş çıkıyor” diye konuşuyor.
Gelecek nesiller düşünülerek üretim yapılmalı
Milyarlarca yılda şekillenmiş doğanın bu eserlerine, doğal bir miras olarak baktıklarını söyleyen Kepezkaya, son olarak şunları söylüyor: “Doğal taşlar, dünya ve insanlık tarihinin gelişimine ışık tutan nitelikleri ile ayrıcaklı bir malzeme. Doğanın bize sunduğu bu armağan da hak ettiği şekilde üretilip, satılmalı. Yüzyıllar önce mermerlerden anıtlar, heykeller yapılmış, antik kentler kurulmuş. Ne yazık ki bizler aynı kıymeti göstermiyoruz taşlara. Elimizdeki hazinenin farkına varmalı, gelecek nesilleri de düşünerek hareket etmeliyiz.”