Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya:
“Navlun krizi, uzun süre devam edecek görünüyor”
2020 yılında pandemi nedeniyle yaşanan ritm bozukluğunun etkileri pek çok alanda halen devam ediyor. Sanayici üretimine devam edeceği hammadde ve yarı mamul ürününe ulaşmakta zorlanırken, ürettiği ürünleri ihraç etmek için gerekli olan konteyner ve gemi bulmakta da zorluklar yaşıyor.2020 yılı Temmuz ayında baş gösteren konteyner bulamama sorunu halen devam ediyor. Gemi hatlarının daha karlı gördükleri ABD-Çin hattına yoğunlaşmaları, pandemi nedeniyle ABD limanlarına giden konteynerlerin hızlı bir şekilde boşaltılıp dönmemesi yüzünden konteynere ulaşmak adeta imkansız hale geldi.
*Dünya mal ticaretinin yüzde 90’a yakını deniz yoluyla taşınıyor. Tabii bunda maliyet belirleyici oluyor. Demiryolu, kara yolu, havayolu ve tren yoluyla nakliye fiyatları karşılaştırıldığında en uygun maliyetlisi denizyolu olduğu için ihracatçılar deniz yolunu tercih ediyor. Bir gemiyle binlerce konteyneri taşımak mümkün. Süveyş Kanalı’nın kapanmasına yol açan The Ever Given gemisinde 14 bin konteyner varken, Çin ile Avrupa hattında oluşturulan ve Türkiye’nin parçası olduğu “Bir Kuşak Bir Yol Projesi”nin yük treni China Railway Express’in 42 TIR’lık malzeme taşıyabildiğini göz önünde bulundurduğumuzda denizyolunun sağladığı avantaj net bir şekilde ortaya çıkıyor. Dünya genelinde denizyolu ile yapılan taşımacılıkta 5 milyon civarında konteyner kullanılıyor. Pandemi nedeniyle bu konteynerlerin 500 binden fazlası Amerika limanlarında kaldı. Başka noktalarda da konteyner trafiğinde aksamalar oldu. Böyle olunca konteynere ulaşmak zorlaştı.
*İhracata konu ürünler tonaj olarak dikkate alındığında madencilik sektörü total rakamın yüzde 23’ünü oluşturuyor. Madencilik sektörünün maliyetleri arasında konteyner ve navlun ücretleri çok önemli yer tutuyor. Bugün birçok maden ve doğal taş ihracatçısı ücretini ödeyip ihraç ürünlerini müşterisine ulaştırma konusunda büyük zorluklar yaşıyor. Ben yoklukta ticari faaliyetini sona erdirmek zorunda kalan çok iş insanı gördüm. Ancak, bu süreçte varlık içinde de ürününü gönderemediği için ticari faaliyetlerde sıkıntıya düşenler olabilir. Madencilik sektörünün lojistik sektörüne ihtiyacı olduğu gibi, gemi nakliyecilerinin de madencilik sektörüne ihtiyacı var. Bu hususu unutmamak gerekiyor.
*Konteyner üretimi Çin ağırlıklı oluyor. Uzakdoğu’da konteyner üretiminin tekrar başladığı haberlerini alıyoruz. 2021 yılının son çeyreğinde ya da 2022 yılı ilk çeyreğinde dünya konteyner trafiğinin normale dönmesini bekliyoruz. Bu süreçte konteynere ulaşım sorunu küresel bir kriz olduğu için Türk ihracatçısı özelinde bir problem değil. Ancak, Türk ihracatçısı ürettiği ürünü gönderemediği için ekstra depolama maliyetlerine katlanmak zorunda kalıyor. Dünya genelinde gemi kiralamalarının bugünkü fiyatlardan 3 yıllığına yapıldığı, sektör temsilcileri tarafından ifade ediliyor. Bu da navlun fiyatlarının kısa vadede eski seviyelerine gelmesinin kolay olmayacağına işaret ediyor. O nedenle, ihracatçılarımız yeni sözleşmeler yaparken bu hususu dikkate almalılar.
*Türkiye’nin önümüzdeki süreçte bu tür krizlerden minimum hasarla çıkmak için denizyolu filosuna yatırım yapması gerektiği ortaya çıktı. Türkiye’de 10 yıl öncesine kadar yapılan konteyner üretimi, Çin ile rekabet edemediği için günümüzde yerli konteyner üretimi yapılamıyor. Bu konuda adım atılması gerektiğini de belirtmem gerekiyor.