Türkiye’nin madencilik sektörü, dijitalleşme ve teknoloji entegrasyonuyla büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Bu sürecin en dikkat çekici unsurlarından biri ise yapay zeka teknolojilerinin madencilik faaliyetlerine entegre edilmesi. Türkiye Madencilik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yılmaz ile gerçekleştirdiğimiz bu özel röportajda, yapay zekanın madencilik sektöründeki yeri, potansiyel avantajları ve karşılaşılan zorluklar üzerine derinlemesine bir değerlendirme yapıyoruz. Başkan Yılmaz, yapay zeka kullanımının sektöre getirdiği yenilikleri ve gelecekteki etkilerini bizlerle paylaşıyor
Madencilik sektöründe yapay zeka kullanımının ne gibi faydaları bulunmaktadır?
Yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojileri, günümüzde popülerliğinin zirvesinde. ChatGPT gibi yeni AI uygulamalarıyla birlikte, bu teknolojiler tüm sektörlerde büyük bir dönüşüme yol açacak gibi görünüyor. Madencilik sektörü özelinde düşünecek olursak, yapay zeka kullanımıyla başta verimlilik ve güvenlik alanlarında çok önemli ilerlemeler sağlayabiliriz. Kaldı ki birçok yapay zeka uygulaması bugün maden işletmelerinde kullanılmaya başlandı.
Örneğin; yapay zekayla veri analizi yaparak maden yataklarının yerini ve miktarını daha doğru bir şekilde tahmin edebiliyoruz. Bu da, sondaj maliyetlerimizi düşürüyor ve kaynaklarımızı daha verimli kullanmamızı sağlıyor. Yapay zeka tabanlı sistemler, madencilik ekipmanlarının performansını izleyerek bakım ihtiyaçlarını önceden tahmin edebiliyor ve arıza sürelerini minimize ediyor. Madencilik süreçlerinin optimize edilmesiyle enerji tüketimi ve maliyetleri önemli ölçüde azaltabiliyoruz.
Yapay zeka kullanımı sektörümüzün önceliği olan güvenlik konusunda da önemli avantajlar getiriyor. Yapay zeka bazı maden işletmelerinde güvenliği artırmak için tehlike algılama ve erken uyarı sistemlerinde kullanılıyor. Örneğin, sensör verilerini analiz ederek ani gaz sızıntıları, yer hareketleri veya diğer tehlikeleri önceden tespit edebiliyoruz.
Öte yandan yapay zeka, otonom araçlar ve robotik sistemlerin entegrasyonunu mümkün kılarak insan müdahalesi gerektiren tehlikeli görevleri üstlenebiliyor. Bu da, iş kazalarını önemli ölçüde azaltıp, operasyonların sürekliliğini sağlıyor. Yine çevresel izleme ve yönetim konularında yapay zeka kullanımı her geçen gün önemli hale geliyor. Örneğin yapay zeka uygulamalarıyla, su ve hava kalitesi, toprak hareketleri gibi çevresel parametreleri izleyerek çevresel sürdürülebilirliği artırabiliyoruz.
Özetle madencilik sektöründe yapay zekanın sunduğu bu faydalar, sektördeki verimlilik, güvenlik ve çevresel sürdürülebilirlik konularında faaliyetlerimize çok önemli önemli katkılar sağlıyor.
Yapay zeka kullanımıyla ilgili olarak, madencilik şirketleri hangi tür verileri işlemekte ve nasıl kullanmaktadır?
Günümüzde yapay zeka uygulamalarını işletmelerine taşıyan öncü madencilik şirketleri var. Ancak henüz tüm sektörde bu uygulamaların kullanıldığını söyleyemeyiz. Bazı madencilik şirketleri yapay zeka uygulamalarıyla jeolojik, operasyonel, çevresel, finansal veriler başta olmak üzere çeşitli türde verileri işlemekte ve bu verileri en faydalı şekilde kullanmakta.
Jeolojik ve jeofizik veriler, yapay zeka algoritmaları kullanılarak maden yataklarının konumunu ve büyüklüğünü tahmin etmek için kullanılıyor. Bu, sondaj çalışmalarının daha kesin sonuçlar vermesini sağlıyor. Operasyonel veriler ise, ekipmanların bakım ihtiyaçlarını önceden tahmin etmek ve arıza sürelerini minimize etmek için kullanılıyor. Yapay zeka, makinelerin en verimli şekilde çalışması için optimizasyon sağlıyor.
Öte yandan güvenlik verileri, tehlike algılama ve erken uyarı sistemlerinde kullanılıyor. Yapay zeka, potansiyel tehlikeleri önceden tespit ederek iş güvenliğini artırıyor.
Çevresel veriler, madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini izlemek ve minimize etmek için, finansal veriler, maliyet yönetimi ve gelir projeksiyonları için kullanılıyor. Üretim verileri, maden operasyonlarının verimliliğini artırmak için analiz ediliyor. Yapay zeka da, en uygun üretim stratejilerini belirlemek için bu verileri kullanıyor.
Sonuçta yapay zeka, madencilik sektöründe veri analizini daha doğru, hızlı ve etkili hale getirerek operasyonel verimliliği, güvenliği ve çevresel sürdürülebilirliği artırıyor. Zaman içerisinde bu uygulamaların sektörün genelinde yaygınlaşacağına inanıyorum.
Yapay zeka, maden sahasında hangi riskleri önceden tespit edebilmektedir? Ve bu tespitler hangi önlemleri almayı sağlamaktadır?
Yapay zeka, maden sahasında çeşitli riskleri önceden tespit edebilme yeteneğine sahip ve bu tespitler, maden şirketlerinin proaktif önlemler almasını sağlayabilir. Örneğin yapay zeka, sismik aktiviteleri izleyerek potansiyel çökme risklerini tespit edebilir ya da yer altındaki kayaların ve zeminin hareketlerini algılayarak ani çökme risklerine karşı uyarıda bulunabilir. Ya da metan, karbon monoksit ve diğer tehlikeli gazların seviyelerini sürekli olarak izleyerek tehlikeli gaz sızıntılarını tespit edebilir. Havalandırma sistemlerinin verimliliğini izleyerek yeterli hava akışının sağlanmasını denetleyebilir.
Sektörün üzerinde hassasiyetle durduğu çevresel tehlikeler konusunda da yine yapay zekadan faydalanabiliriz. Bu sayede, su kalitesini izleyerek kimyasal sızıntılar veya kontaminasyonları tespit edebilir ya da toprak ve hava kalitesini izleyerek çevresel kirlenme risklerini belirleyebiliriz.
Türkiye Madenciler Derneği olarak her zaman “önce insan” diyoruz. Dolayısıyla çalışanların güvenliği ve sağlığı bizim için her şeyden daha önemli. Yapay zekayı işletmelerimize entegre ederek çalışanların yorgunluk ve stres seviyelerini izleyip iş kazalarını önlemek için gerekli önlemleri alabiliriz. Ayrıca çalışanlarımızın kişisel koruyucu donanım kullanımlarını izleyerek eksiklikleri ve ihlalleri tespit edebiliriz.
Bunlar yapay zekayı kullanabileceğimiz alanlardan sadece birkaçı. Yapay zeka kullanımıyla maden sahalarındaki riskleri önceden tespit ederek çalışanlarımızın ve bölge halkının sağlığını koruyup, çevresel etkileri minimize edebiliriz.
Madencilik sektöründe yapay zeka hangi teknolojik gelişmelere yol açmaktadır?
Madencilik sektöründe yapay zeka kullanımının yaygınlaşması doğal olarak çeşitli teknolojik gelişmeleri de beraberinde getiriyor. Otonom madencilik araçları buna en güzel örneklerden bir tanesi. Yapay zeka ile donatılmış otonom kamyonlar ve ekskavatörler, artık maden sahalarında insan müdahalesi olmadan çalışabiliyor. Bu araçlar, sensörler ve kameralar kullanarak çevrelerini algılıyor ve güvenli bir şekilde çalışabiliyor.
Öte yandan zorlu ve tehlikeli görevleri üstlenmek üzere tasarlanmış robotlar, maden sahalarında kullanılmaya başlandı. Bu robotlar, patlayıcı yerleştirme, tünel açma ve bakım gibi görevleri yerine getirebiliyor.
Sanal ve artırılmış gerçeklik uygulamalarıyla eğitimler ve simülasyonlar gerçekleştirilebiliyor. Yapay zeka destekli VR ve AR teknolojileri, çalışanların eğitimini ve güvenlik prosedürlerini simüle ederek daha etkili ve güvenli bir öğrenme ortamı sağlıyor.
Bu teknolojik gelişmelerin tamamı, madencilik sektöründe güvenlik, verimlilik ve sürdürülebilirlik açısından önemli ilerlemelere yol açıyor.
Jeolojik katmanların incelenmesinde yapay zeka nasıl kullanılmaktadır ve hangi faydaları sağlamaktadır?
Jeolojik katmanların incelenmesinde yapay zeka kullanımı, yer bilimleri ve madencilik sektöründe devrim niteliğinde gelişmelere yol açıyor ve operasyonların daha güvenli, verimli ve sürdürülebilir olmasını mümkün kılıyor.
Bilindiği gibi jeolojik veriler genellikle büyük ve karmaşık veri setlerinden oluşur. Yapay zeka, bu verileri hızlı ve doğru bir şekilde analiz ederek katmanların özelliklerini belirliyor. Uydu görüntüleri, yer radarları ve diğer jeofizik görüntüleme teknikleri kullanılarak elde edilen veriler, yapay zeka algoritmalarıyla işleniyor ve jeolojik katmanların yapısı belirleniyor. Büyük veri setlerinin hızlı ve doğru bir şekilde analiz edilmesi insan hatasını minimize ediyor ve daha güvenilir sonuçlar elde edilmesini sağlıyor.
Yapay zeka, yer altı yapılarının üç boyutlu modellerini oluşturmak için de kullanılabiliyor. Bu modeller, maden yataklarının ve diğer doğal kaynakların konumu ve dağılımının daha doğru bir şekilde tahmin edilmesine yardımcı oluyor.
Kaldı ki, yer hareketleri, basınç değişiklikleri ve diğer jeolojik süreçlerin simülasyonları, yapay zeka kullanılarak yapılabiliyor. Bu, potansiyel tehlikeleri önceden tespit etmeye ve önlemler almaya yardımcı oluyor.
Madencilik sektörünün Türkiye’nin ekonomik açısından önemi nedir ve yapay zeka kullanımı bu açıdan nasıl bir katkı sağlamaktadır?
Madencilik sektörü, Türkiye ekonomisi için stratejik bir öneme sahip. Ülkemiz, dünya çapında önemli maden yataklarına sahip ve bu madenlerin ihracatı Türkiye’nin döviz gelirlerini artırıyor. Özellikle krom, bor, mermer ve diğer metalik madenler ülkemizin ihracat kalemleri arasında öne çıkıyor.
Yıllık dış ticaret açığımız yaklaşık 100 milyar dolar. Söz konusu açığın büyük bölümü petrol, doğal gaz ve maden, metal ithalatından kaynaklanıyor. 2023 yılında altın ithalatına yaklaşık 30 milyar dolar, kömür ve petrokok ithalatına 10 milyar dolar, alüminyum ithalatına 7,5 milyar dolar, bakır ithalatına 5,5 milyar dolar olmak üzere sadece 4 kalemde 53 milyar dolar ödedik. Yerli maden kaynaklarımız varken neden her sene maden ve metal ithalatına on milyarlarca dolar para ödediğimizi mutlaka sorgulamalıyız.
Öte yandan madencilik sektörü, Türkiye’nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılasına (GSYİH) önemli bir katkı sağlarken, doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 1 milyon kişiye istihdam alanı oluşturuyor. Dolayısıyla sektörümüz, hem maden sahalarında çalışan işçiler hem de bu sektöre hizmet sağlayan yan sanayiler için önemli bir iş kapısı.
Bir kez daha vurgulamak isterim ki, madencilik sektörü, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında lokomotif bir rol oynamakta. Yapay zeka kullanımı, bu sektörde verimliliği artırarak, maliyetleri düşürerek, güvenliği iyileştirerek ve çevresel sürdürülebilirliği sağlayarak ekonomik katkıyı daha da artırabilir. Bu nedenle, yapay zeka teknolojilerine yapılan yatırımlar, Türkiye’nin madencilik sektörünün de daha rekabetçi ve sürdürülebilir bir geleceğe sahip olmasına yardımcı olacaktır.