”Yeni bir dünyada kendimi heykelimle birlikte yaşıyorken buluyorum.” Böyle anlatıyor sanatını Türkiye’nin genç yeteneklerinden biri olan heykeltıraş Çağrı Gözkonan. Küçüklükten beri sanata olan merakı Ankara Güzel Sanatlar Lisesi’nde Resim Bölümü’nü kazanmasıyla boyut atlamış. Ardından kazandığı Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü ise heykeltıraş olma yolunda ilk adımı olmuş. Heykel denince şunlar dökülüyor Gözkonan’ın ağzından: ” Heykel yapım sürecinde farklı bir boyuta geçiyorum. Sadece o an eser ve ben dışında çevremde kimse olmuyor. Yeni bir dünyada, kendimi heykelimle birlikte yaşıyorken buluyorum. Doğal taş ise, sanat tarihinde binlerce yıldır kullanılan bir malzeme. Taşın verdiği hazzı hiçbir malzeme vermiyor. Her ne kadar sert görülse de heykeltıraşların elinde yumuşaması ve sonucunda estetik bir forma bürünmesi bana büyük bir haz veriyor.”
‘Uzanış’ Türkiye’de bir ilk
Eserlerini yaparken teknolojiden de yararlandığını belirten Çağrı Gözkonan, son projesinde İzmir’de Alimoğlu Mermer firmasıyla çalıştığını belirtip şunları söylüyor: ”İzmir’de Alimoğlu Mermer firmasıyla çalıştım. Özellikle Burak Alimoğlu’nun bana çok desteği oldu. Son yaptığım ‘Uzanış’ adlı heykelimi dijitalden tasarlayıp altı eksenli robot kol ile beraber işledik. Bu çalışma Türkiye’de bir ilk oldu diyebilirim. Çoğu heykeltıraş bilgisayardan tasarlayıp 3d printer kullanarak plastik malzemeyle heykel yapıyor. Benim yaptığım gibi mermer bir malzemeyi dijitalden tasarlayıp robot kolla işleyen birisi yok. Yakında bu konu hakkında daha farklı projelerimiz olacak. Umarım bu teknoloji yaygınlaşır ve çoğu heykeltıraş kullanabilir.”
Mermer sektörünün desteği büyük
Mermer sektörünün sanata ve sanatçıya bakışının çok olumlu olduğunun altını çizen Gözkonan, ”Türkiye’deki çoğu sempozyum özellikle mermer sektöründeki bir firmanın sponsorluğu ile oluyor. Bunların yanında Dereli Art, Kömürcüoğlu Heykel Kolonisi gibi faaliyetleri gördükçe de bu desteği daha iyi anlıyorum. Umarım bunlar yaygınlaşır ve Türkiye’de sanat için önemli bir adım olur” diyor.
“Toplumsal normlar sanatıma engel değil”
2018 yılında Bisanthe Taş Heykel Sempozyumuna katılmasıyla doğal taş ile olan ilişkisi başlayan Çağrı Gözkonan, ağırlıklı olarak Afyon Gri ve Afyon Şeker taşlarıyla çalışıyor. Heykel yaparken son derece özgür olduğunu ve toplumsal normların kendisini baskılamadığını belirten Gözkonan, ”Heykel yapım sürecinde kendimi ekstra bir özgür hissediyorum çünkü o süreçte dünyamda sadece heykelimle ben varım” diyor. Çalışmaları daha önce 2019 yılında 38.Turgut Pura Vakfı Heykel Yarışması Sergisi, 2020 yılında 10. Bazaart Sanat Yarışması Sergisi, Elgiz Müzesi 12. Teras Sergisi “Her Şeye Ragmen”, Base Seçkisi, Uzak – Yakın, Tophane-İ Amire Kültür Ve Sanat Merkezi” gibi yerlerde sergilenen genç heykeltıraş Gözkonan’ın ”Musa” adlı heykeli ise 2022 Haziran ayına kadar İstanbul Elgiz Müzesi’nde sergilenecek.