Kuvars Mermer yetkilisi Mustafa Keleş
Geçmişten günümüze doğal taş
Yurdumuzun altı da üstü de zenginliklerle dolu. Bu zenginliklerden bir tanesi de doğal taştır. Ülkemizde hali hazırda 5.000 civarında ruhsatlı saha, 2800’ü aşan işletme izinli aktif ocak bulunmaktadır. Ülkemizin zengin doğal taş rezervlerinin ise çok küçük bir bölümü kullanılmaktadır. Uzun yıllar nesilden nesile ticaret yapıp tüm dünyaya yayılacak kapasitedeki bu oluşumları, günümüzdeki şartları da değerlendirerek ülkemize katma değer sağlayabilir ve doğal taş ihracat oranlarını daha da artırabiliriz. Sağlıkta da ticari hayatta da insan, elindekinin değerini kaybettikten sonra anlıyor ; fakat iş işten geçmiş oluyor. Bu duruma düşmeden, madenlerimize sahip çıkalım.
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’nün resmi olarak açıklamış olduğu ülkemizdeki doğal taş yatakları;
“Dünyayı doğal taş ile tanıştıran ülkemizdir”
Marmara kelimesinin kökeni Rumca’dan gelir. Anlamı ise mermerdir. Bazı ülkeler mermer diye Marmara adını kullanırlar. Dünyayı doğal taş ile tanıştıran ise ülkemizdir. Doğal taşın tarihini araştırmacılar, Marmara Adası’ndan esinlenerek, 4.000 yıllık olarak dikkate alıyorlardı. Göbeklitepe Tepe’nin tarihinin keşfi ile mermerin geçmişinin de 14.000 yıllık olduğu ortaya çıkmış oldu.
İlk insandan günümüze
Jeolojik oluşumları ve bilimsel açıdan mermer olarak isimlendirilen her taş, doğal taştır. Dayanıklı ve güvenilir olmasının yanı sıra hijyenik bir malzemedir. İnsanlar onun güvenilir ve sağlıklı bir malzeme olarak kullanıldığını, yaşayarak öğrenirler. İlk insandan günümüze insanoğlu hep, doğal taş kullanmıştır.
Doğal taş tarihi
Osmanlı İmparatorluğu en güzel mimari yapılarına, mermerin ruhunu yansıtarak renk vermiştir. Günümüzde de mimarların en çok zevk alarak kullandığı ürün, mermerdir. Doğal taşın eşsiz oluşu, yıllarca kalıcılık sağlaması, milyonlarca yıllık bir yolculuğun mucizesi olması geçmişte de günümüzde de onu dekorasyonun vazgeçilmez bir ürünü olmasını sağladı ve sağlamaya da devam
Göbeklitepe
Şanlıurfa Göbeklitepe, yapılan arkeolojik çalışmalarla ortaya çıkarılan toplam 20 futbol sahası büyüklüğünde, 24 ton dik sütunlar halinde keskin taşlar kullanılarak yapılan, 14.000 yıllık geçmişi olan bir yerdir. Göbeklitepe 14.000 yıl temsil ettiği inancı, medeniyetleri ve kültürleri şekillendirmeye devam etmiştir. Neolotik bir inanç sisteminin Ayasofya’sı olan Göbeklitepe’de sütunların üzerindeki şekillerin hepsi, özel ustalık isteyen çizimlerdir.
Doğal taş kullanılan yerler
Ayasofya
Ayasofya’nın taşıyıcı sütun ile duvar ve yer kaplamalarında yoğun bir şekilde Yunan Adaları’ndan getirilen Serpantin Breşi ile Marmara Adası’ndan getirilen Marmara Mermeri kullanılmıştır. Mısır’dan getirilen Eski Kırmızı Porfir taşı taşıyıcı sütun olarak kullanılırken, kaplama taşı olarak ise Afyon Menekşe Mermeri kullanılmıştır. Duvar kaplama detaylarında ise onikslerin kullanıldığı görülmektedir. Ayasofya’daki ilginç bir taş kullanım örneği ise, simetrik mermer panolardır.
Yerebatan Sarnıcı
Bizans Döneminde İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak üzere, açık hava su depolarının yanı sıra, yer altı sarnıçları da yapılmıştır. Bu yapılarda suya dayanıklı Ezine-Kestanbol granitleri ve Marmara Adası Mermerleri kullanılmıştır. Bunların en ünlüsü, 336 mermer ve granit sütun üzerine oturan Yerebatan Sarnıcı’dır.
*Cumhuriyet Dönemi’nin ekonomik açıdan zorlu geçen ilk yıllarında yapılan kamu binalarında, yöresel taşlar, örneğin Ankara Andezitleri yoğun olarak kullanılmıştır.
*İstanbul’un batısında, Cebeciköy-Atışalanı dolaylarında bulunan kaynak sularını şehre getirmek üzere Valens tarafından yaptırılan Bozdoğan Su Kemeri’nde, Bakırköy küfeki taşının yanı sıra az miktarda Şirinçavuş volkanik tüfleri, Karamürsel od taşları, İstanbul siyah kalkeri ile Marmara Mermeri kullanılmıştır.
*İstanbul’da Sultanahmet ile Beyazıt arasında bulunan, bir dikme sütun taş yapıt olan Çemberlitaş, Mısır’daki Duhan Dağı’ndan çıkarılan ve Kırmızı Somaki olarak bilinen Eski Kırmızı Porfirden yapılmıştır. Ayasofya, Süleymaniye ve Sultanahmet Camilerinde de taşıyıcı sütun olarak birçok yerde kullanılmıştır.
*Vatikan’ın en önemli kiliselerinden Saint Pierre’nin sütun kaplamalarında Afyon İscehisar mermeri kullanılmıştır.
*Yapımına M.Ö. 3000 yıllarında başlanan ve Roma Döneminde tamamlanan Diyarbakır’ın kenti baştan başa çevreleyen tarihi surlarının yapımında, yörede yaygın olarak bulunan Karacadağ bazaltları kullanılmıştır.
İstanbul’daki tarihi yapıların malzeme kullanımında çoğunlukla, kentin yakın çevresinde bulunan kaynaklardan yararlanılmıştır. Ancak, ayrıcalıklı yapıların oluşumunu isteyen imparator ve sultanların istekleri doğrultusunda yurt dışından getirilen değişik tür ve desendeki renkli doğal taşlar da yapılarda kullanılmıştır. Bu taşlar ise deniz yoluyla Yunan Adaları’ndan, Mısır, İtalya ve Malta’dan getirilmiştir. Çeşitli dönemlerde anıtsal etkinliğin en yoğun olduğu İstanbul’daki tarihi eserler (camiler, saraylar ) kullanılan taşlar açısından incelendiğinde, bunların gerçek anlamda bir doğal taş muzesi zenginliğine sahip olduğu görülür.
Türkiye’nin en gözde doğal taşı: Elazığ Vişne
Elazığ Vişne…Türkiye’nin en değerli taşı. Elazığ’ın Alacakaya İlçesinde çıkan iddialı rengi ve çarpıcı damar hareketleriyle bu nadide taş; Beyaz Saray’dan, Disneyland’ta, Amerika Birleşik Devletler Senatosu Binası’ndan, Fransa Parlementosu’na, Hindistan Parlementosu’na kadar pek çok seçkin yapıda kullanılmıştır.
Elazığ Vişne dışında, Tundra Grey, emprador, limra, onix, traverten gibi ülkemizden çıkıp çok önemli projelerde yer bulan eşsiz taşlarımız vardır. Kimi iç mekanda kimi de dış mekanda kendini kanıtlar, kullanıldığı mekana asalet, değer katar. Doğal taş, ruhu olan, milyonlarca yıllık geçmişe ait hikayesi olan bir malzemedir. Onunla göz göze geldiğinizde, dokunduğunuzda kendi hikayesini anlatmaya başlar. Bu değeri anlayıp, hikayesini hak ettiği şekilde devam ettirmek ise, bizim elimizde.