Araştırma-Yazı: Şehriban ÇİMEN
Olimpiya-Zeus Tapınağı (Atina) ve Kudüs Tapınağı‘nın inşaatının tamamlandığı, Yehuda Krallığında Jehoiachin’in başa geçtiği M.Ö 6. yüzyılda Antik Çağ’daki adı ile Prokonnesos’ta da, (Marmara Adası) hummalı bir çalışma vardı. Antik Çağ insanı var gücüyle çalışarak, kusursuz deseni ve sağlamlığı ile günümüzde tek gerçek mermer olarak kabul edilen Marmara Mermerini, doğanın kalbinden çıkarıp, gün yüzüne çıkarıyordu. Onlar külünklerini daha da hızlı vurdukça kahverengi zeminli toprak beyaza bürünüyor, zamanla Prokonnesos’dan, Konstantinopolis’e Atina’dan Roma’ya birçok tarihi yapının birer parçası olacak bir mucizenin doğuşuna şahit oluyorlardı…Ve Marmara Adası’nın yüzyıllar boyunca mermeri ile ün kazanmasını sağlayacak o muhteşem taş, ‘Marmara Mermeri’, insanlıkla buluşuyordu…
Sadece Saraylar Beldesi’nde
Antik adı Prokonnesos, modern adı ise Marmara… Adaya da, denize de, tüm dünyadaki mermere de adını veren Marmara’da yaklaşık 4000 yıldır mermer üretimi gerçekleştiriliyor. O öyle bir mermer ki dünyada aynı kalitede ve sağlamlıkta başka bir mermer daha yok. Yüksek mukavemeti sayesinde soğuk, sıcak, yağmur.. gibi farklı iklim koşullarına oldukça dayanıklı. Kullanıldığı bir yapıyı 100 yıl sonra da ziyaret etseniz o yapı aynı sağlamlıkta durabiliyor. İçerisindeki kükürt mineralleri sayesinde antibakteriyel bir yapıya sahip. Bu özelliği ile hamam, sauna ve banyo gibi hijyen gerektiren alanların en gözde mermeri. Bakteri üretmeyen yapısı uzun yıllar geçse bile taşın yosunlaşmamasını sağlıyor. Kristal oranı düşük. Neredeyse tamamen saf kalsit mineralleri içeriyor. Epoksi ve file istemiyor. Ters kesim teknikleri ile birbirinden şaheser seleksiyonlara ulaşılabiliyor. Eşsizliği saymakla bitmeyen bu mermer ise sadece Marmara Denizi’nin güneybatısındaki Marmara Adası’nın kuzeyinde bulunan Saraylar beldesindeki ocaklardan, bizim topraklarımızdan çıkarılıyor. Geçmişi M.Ö 6. yüzyıla dayanan ocaklardan bugün halen üretim gerçekleştiriliyor olması ülkemiz adına hem çok büyük bir şans hem de heyecan verici. Ama o heyecanı derinden hissedebilmek için öncelikle Ada’nın mermer tarihini bilmek gerekiyor.
Miletoslardan Türklere uzanan binlerce yıllık yolculuk
Adaya ilk yerleşim, Antik Çağ’da Miletoslularca gerçekleştiriliyor. M.Ö 6. yüzyıldan beri mermer çıkarıldığı bilinen Prokonnesos ocakları, MS 1. yüzyılda Tiberius Döneminde (14-37) yeniden organize edilerek, imparatorluk ocakları statüsüne alınıyor. Araştırmacılar, arkeolojik ve epigrafik verilere göre Prokonnesos Mermeri’nin 2. yüzyılın ortasından 6. yüzyılın ortasına dek yoğun olarak kullanıldığını söylüyorlar. Yapılan çeşitli araştırmalar Antik Çağ’da Prokonnesos Mermer ocaklarının büyük oranda Konstantinopolis için çalıştığını ortaya koyuyor. Yeni başkentin kuruluşunda gereksinim duyulan büyük yapım faaliyetlerindeki mermer ihtiyacını, adadaki ocakların karşıladığı düşünülüyor. Bizans İmparatorluğu’nun çöküşünden Osmanlı Döneminin başlangıcına kadar Ada’nın neredeyse tamamı Rumlardan oluşuyor. Prokonnesos’ta yaşayan ve büyük olasılıkla Yunan kökenli olduğu düşünülen ocakçılar Lozan Antlaşması’nın mübadele maddesi hükümleri uyarınca Yunanistan’a gitmek zorunda kalınca, Ada’ya Karadeniz Bölgesi’nden gelenler yerleştiriliyor.
Antik Coğrafyanın ortasında bir ada
Araştırmacılar, Ada’nın çeşitli bölgelerindeki eski taş ocaklarında yapılan gözlemlere göre Prokonnesos ocaklarının, günümüzdekine benzer biçimde kanal açarak, çizi çekerek, külünklerle ‘haz usulü’ işlenerek blok alındığının ve delik delinerek blokların bölündüğünün saptandığını belirtiyorlar. Hem Antik Coğrafyanın en önemli yerleşimlerinin ortasında olmak hem de denize yakın olmak ise Prokonnesos’daki ocaklardan çıkarılan taşların ihracatında büyük bir avantajdı. Deniz yolu ile taşımacılığın karaya göre daha kolay oluşu Prokonnesos’daki ocaklarından çıkarılan mermerlerin taşınması konusunda Antik Çağ’da mermer üretimi gerçekleştirenlere kolaylık sağlıyordu.
Çin’den Homojen Marmara taşına talep
Marmara Adası’ndan çıkan, doğal taşın en yaşlı üyelerinden olan Marmara Mermerleri metamorfizma ve tektonik olaylar sonucu oluşan beyaz, gri, gri-mavi ve siyah bantlı (grafitli) renklere sahipler. Renkler gri-maviden beyaza doğru değiştikçe taşın değeri de artıyor. Günümüzde taşın lokomotif müşterisi, iç piyasa. İhracatta ise Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Amerika, Bosna Hersek, İsrail, Mısır, Ürdün, Libya Hindistan ve son zamanlarda Çin ağırlıklı olarak önce çıkıyor. Marmara Adası’nda üretim gerçekleştiren firmalarla yaptığımız görüşmelerde firmalar, 2019 yılından önce Çin’e sadece çizgili mermer olan Equator taşının satıldığını, 2019 yılında ise yoğun bir şekilde homojen Marmara taşına da talebin gelmeye başladığını vurguladılar. Blok ve ebatlı üretimin dışında ocaklardan çıkan pasalar, mıcır tesislerinde değerlendiriliyor ve mıcır haline getiriliyor. Elde edilen mıcırlar büyük fabrikalarda mikronize edilerek boya, plastik, kağıt, gibi sanayilere hammadde oluyor.
Taşı parlatan firma
Özellikle Roma Dönemi’nde görkemli kentlerin inşasında önem kazanan Marmara Mermeri (Equator ), San Marco Bazilikası (Venedik), Mescid-i Aksa (Filistin), Artemis Tapınağı, Ayasofya, Aya İrini, Süleymaniye Camii, Dolmabahçe Sarayı, Çırağan Sarayı ve tarihi eser olarak adlandırılabilecek dünyaca ünlü birçok yapının ve antik kentlerin oluşumunda en önemli yapı taşı olarak karşımıza çıkıyor. Birçok önemli eserde mimarların gözbebeği olan, sahip olduğu özelliklerle birebir eşi benzeri olmayan Marmara Mermeri ne yazık ki uzun yıllar banyo mermeri, mezar mermeri.. gibi pek de iç açıcı olmayan bir nama sahipti. Açıkça söylemek gerekirse bu algıdan hala tam olarak kurtulabilmiş değil. Fazla üretim ve haksız fiyat rekabeti taşın pazardaki marka algısına gölge düşürmeye devam ediyor. Fakat özellikle bir firma var ki mezar taşı olarak görülen, hak ettiği değerin çok aşağısında tutulan bu taşın New York 5. Cadde’deki Trump Tower, Japonya’daki Futakotamagawa Alışveriş Merkezi, Texas’ta bulunan The RBS Bank ve dünyanın daha pek çok prestijli projesinde kullanılmasını sağladı. Evet tahmin ettiğiniz gibi o firma Efendioğlu Mermer. Yaptığımız birçok görüşmede firmalar, Marmara Mermerini marka yapan isim olarak Efendioğlu Mermeri’ni işaret ettiler. Biz de sözü, taşı parlatan firmaya, Efendioğlu Mermer Yönetim Kurulu Başkanı Erol Efendioğlu’na bırakıyoruz. “Marmara Mermeri kalitesi ve güzelliği ile hak ettiği yerden çok aşağıda tutuluyordu. Firma olarak taşın kalitesine, şıklığına ve değerine inanıyorduk ama sadece inanmak yetmezdi. Bir şeyler de yapmak gerekiyordu” diyor Erol Efendioğlu ve başlıyor anlatmaya:
“Taşı seleksiyonlara ayırdık”
“Dünyada mermere adını veren Marmara Mermeri maalesef geçmişte hak ettiği değeri görmüyordu. Yaklaşık 10 yıl işlettiğimiz Marmara Adası’ndaki ocağımızda; hamam taşı, mezar taşı veya lavabo taşı olarak görülen Marmara Mermerinin, kalitesi ve güzelliği ile hak ettiği yerden çok aşağıda tutulduğu düşüncesiyle yola çıktık. Milattan önceki yıllardan bu yana, Marmara Adası’ndan çıkarılmakta olan taşlar yalnızca Marmara Mermeri olarak anılıyordu. Efendioğlu Ailesi olarak Marmara Mermerini 3 farklı seleksiyona ayırarak – Equator Marmara / Silver Grey / Panda White adlarıyla anılmalarını sağladık. Equator Marmara Mermeri ise, cetvelle çizilmişçesine damar yapısıyla kullanıldığı yapıya göz kamaştırıcı bir hava katan tarzıyla, günümüz mimarisinde önemli bir yere gelerek, bu seleksiyonlar arasında en çok rağbet gören taşımız olmayı başardı. Firma olarak taşın doğru seleksiyonla çıkarılıp, usta ellerde işlenmesini sağlayarak, değerinin hak ettiği yere gelmesi için çok çalıştık. Bu süreç öyle hemen gerçekleşmedi tabi. Mermerin kalitesine, şıklığına ve değerine olan inancımızla, doğru pazarlama stratejileri yürüterek, Marmara Mermerini dünya çapında tanıtmayı ve prestijli projelerin aranan taşı haline getirmeyi başardık. Belli bir süre sonra bu değerin dünya sosyetesinde dahi yer bulmasıyla, bu düşüncemizde yanılmadığımızı görmüş olduk. Mermere olan inancımızla birlikte yaptığımız çalışmalar sonucunda, şu anda Marmara taşını; New York 5. Cadde’de bulunan Trump Tower’da, Japonya’daki Futakotamagawa Alışveriş Merkezi’nde, Texas’ta bulunan The RBS Bank’da ve dünyanın daha pek çok yerinde görebilirsiniz.
“Günden güne değerini kaybediyor”
“Doğanın bize sunmuş olduğu Marmara Mermerinin tercih sebebi ve onu diğerlerinden ayıran en önemli özellikleri; sağlamlığı, yapısında bulunan kükürt sayesinde anti bakteriyel oluşu, dış mekanlardaki kullanım kolaylığı ve cetvelle çizilmişçesine çizgili tasarımıdır. Marmara Mermeri, fiziki yapısı sağlam olduğundan dolayı epoksi gerektirmiyor ve yumuşak yapısından kaynaklı olarak kesim ve işlenmesi kolay. Maliyet olarak uygun, fakat; mermer sektöründe maliyet + kar odaklı yaklaşım olmaması gerektiği inancındayız. Milyarlarca yılda oluşmuş bu güzellikler, mümkün olan en iyi değere göre fiyatlandırılmalıdır. Efendioğlu Ailesi olarak, elimizden geldiğince bu taşı belli bir noktaya taşımaya gayret ettik, ancak sektör genelindeki fiyat rekabetinden kaynaklı ne yazık ki Marmara Mermeri günden güne değerini kaybediyor.”
İlk mermer fabrikası
Bugün Türkiye’nin mermer ihtiyacının yaklaşık yüzde 30′unu karşılayan Marmara Adası’nda Türkiye’de kurulan ilk mermer fabrikası da bulunuyor. Saraylar Beldesi’nde 1912 yılında kurulan ve sekiz katrağın bulunduğu fabrikada tüm makineler, buharla çalışıyordu. Makinelerin ihtiyacı olan kömür ve kum, gemiler vasıtasıyla dışarıdan getiriliyordu. Ocaklardan getirilen bloklar, ray üzerinde hareket eden bir vagon vasıtasıyla içeriye alınıyordu. Bir mühendislik anıtı olan adadaki ilk mermer fabrikasında üretim, 1974 yılına kadar devam etti. Şimdilerde ise kaderine terk edilmiş durumda. Parça parça yıkılıyor. Marmara Adası ve Saraylar Halkı başta olmak üzere ülkemiz doğal taş sektörü bu yapının kurtarılması için uzun süreden bu yana mücadele ediyor. Fakat sonuç alınabilmiş değil.
Açık hava heykel sergisi
Ada’da yaklaşık 20 yıldır da “Uluslararası Prokonnesos Mermer Heykel Sempozyum”u düzenleniyor. Sempozyumu başlatan ilk kişi ise Türer Madencilik Kurucusu ve dönemin Belediye Başkanı Remzi Dinçer. Sempozyum boyunca Türk ve yabancı heykeltıraşlar Marmara Adası’nda üretilen taşlardan heykeller yapıyorlar. Günümüzde Saraylar’ın meydanları bu heykellerle mermerin ve sanatın buluştuğu, dünyanın en büyük açık hava heykel sergilerinden birisi haline geldi.
Bazen bir heykelde bazen bir mezar taşında, bazen bir hamam taşında karşımıza çıkan bu eşsiz güzellik, Marmara Mermeri hak ettiği değere maalesef ulaşamadı. Binlerce yıllık miras kontrolsüz üretim ve fiyat rekabetinin kurbanı oluyor. Görüştüğümüz çoğu firma da bu durumdan şikayetçi. Firmalar gerçek, iyi homojen renklerin oldukça azaldığını söylüyorlar. Nedeni ise zamanında yapılan fazla üretim. Son zamanlarda Ada’da çeşitli atılımlar da söz konusu. Pasaların değerlendirilmesi için mıcır tesisleri, ince işçilik yapılması için ise ciddi fabrika yatırımları yapılmış. Bunlar umut verici adımlar. Dileriz taşın değerinin artması için rezervinin azalmasını deneyimlemek zorunda kalmaz, elimizde olan gücün artık farkına varırız.
Verdikleri değerli bilgilerle bu yazının oluşmasına ışık tutan Türer Madencilik, Efendioğlu Mermer, Yusuf Hoca Madencilik, Dostlar Mermer ve Aysan Mermer firmalarına katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz.
Marmara Mermeri seleksiyonları:
Silver Grey
Panda White
Equator Marmara
Platinium Gray
Marmara Ocean White
Marmara Ocean Gray
Marmara Ocean Blue
Marmara Silver
Marmara Diagonal
Bookmatch
Marmara Mermeri’nin (Equator) petrografik, kimyasal, fiziksel ve mekanik özellikleri:
(Teknik rapor Yusuf Hoca Madencilik firmasına aittir.)
Kaynaklar:
http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/32587.pdf
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/823624
https://tr.wikipedia.org/wiki/M%C3%96_6._y%C3%BCzy%C4%B1l
https://en.wikipedia.org/wiki/Marmara_Island
https://tr.wikipedia.org/wiki/Marmara_Adas%C4%B1
https://www.yusufhocamadencilik.com/marmara-mermerinin-tarihcesi
http://www.turermadencilik.com.tr/marmara-mermeri.html
https://www.efendioglu.com.tr/marmara-mermeri/
https://www.deltamarble.com/tr/urunler/marmara-ekvator-mermer/
https://granices.com/marmara-mermer/
http://tajamarble.com/tr/marmara-panda-mermer/
http://tajamarble.com/tr/marmara-ekvator-mermer/