Yazı: Şehriban ÇİMEN
Doğal taş sektöründe uzun zamandır gri modası hakimdi. İç mekan tasarımlarında minimalist akımın etkisi, nötr tonlara olan ilginin artmasına neden olmuştu. Özellikle gri gibi nötr renkler, günlük yaşamın stresinden ve yoğunluğundan uzaklaşmak isteyenlere sadeliğin içine gizlenmiş, muhteşem bir şıklık sunuyordu. Fakat son zamanlarda taleplerde değişikler yaşanmaya başlandığı gözlemleniyor. Homojen, az damarlı taşlar yerine, düz bir rengin içerisine sarı küf damar girmiş denilen ve hatalı olarak görülen taşlar şimdilerde sıra dışı, özgün taşlar olarak ilgi görmeye başladı. Kendi içinde kontrası olan bu taşlar şu an modaya yön veriyor diyebiliriz. Bu taşların hem dışarıdaki muhteşem doğayı mekanlarda hatırlatması hem de başka mekanlarda görme ihtimalinin olmaması, nadir olması kendi stilini oluşturmak isteyenlerin tercihi haline geldi. Özellikle taş işleme teknolojilerinin gelişmesi de üretimde yaşanan sınırların yıkılmasını sağladı. Eskiden işlemesi mümkün olmayan ve atılan birçok taş artık gelişen teknoloji sayesinde üretime kazandırılıyor. Peki firmalar ve mimarlar sektörde yaşanan bu değişiklik ile ilgili neler düşünüyor? Doğal taş sektöründe moda renk ve desenler değişti mi? Türkiye marketini çeşitlendirmek adına neler yapılabilir? Şöyle açıklıyorlar:
DESIGNAZR ve Çağdaş İnşaat Firması İç Mimar Burak Tellioğlu
Son zamanlarda doğal taş seçimlerinde değişiklikler var mı? Sizin gözleminiz nelerdir?
Doğal taş seçim ve uygulamasında değişim muhakkak ki söz konusu olacaktır. Örnek vermek gerekirse, bundan 8-10 yıl öncesine kadar Emprador mermer çok yoğun olarak tasarımlar içinde yer bulurken; sizin de söylediğiniz gibi son dönemlere kadar Tundra gri ile başlayıp ve bu renge hakim diğer tonlara sahip taşların hakimiyetinin azaldığını biz de gözlemliyoruz. Tasarımlarımızı yaparken müşteri beklentisi ve isteklerini ön planda tutarak yapıyor olmamıza rağmen yine de grinin asaletinden vazgeçmenin çok da mümkün olmadığını düşünüyorum. Fakat, son zamanlarda seramik sektörünün dijital baskı ile doğal taş görünümlü seramik malzeme üretimlerini arttırmaları ve bunun talep görmesi, doğal taş sektörü veya bizler gibi tasarım tarafında bulunan meslektaşlarımı; daha butik, daha takliti zor, kullanıldığında müşteriye kendini daha özel hissettirecek taşların kullanımına ittiği de diğer bir gerçek.
Müşterilerinizden daha çok hangi taşlara yönelik talepler geliyor?
Az önce de bahsettiğim gibi; bizler, kişiye, zamana veya mekana özel, özgün tasarımlar yapmak için yola çıkmış tasarımcılar olarak, tabiki müşteriden gelen talepleri ön planda tutuyoruz. Bej, gri ve siyahın tartışmasız ağırlığı bana göre hala devam ediyor olsa da, amazonit, green butterfly, oniks ve özellikle pembe oniks veya magestic grey gibi taşları da projelerimizde sıklıkla kullanıyoruz. Bu tercihlerdeki amaç da müşterimizin istediği görsel hareketlilik ve farklılığı ortaya çıkarabilmek diye düşünüyorum. Bunu da tasarımcı olarak bizden beklediklerinden, bu taşların seçimini yapmak önünde sonunda bize düşüyor.
Taleplerdeki değişimin etkisi sizce nedir? İnsanlar yaşam alanlarını kendilerine özel kılmak için artık daha çok farklı ve sıra dışı gördükleri taşlara mı yöneliyorlar?
Kesinlikle evet. Kendi yaşam alanımız, bize özel olduğundan, kendimizi özel hissettmek adına sadece bize özel tasarlanmış, tek, özgün bir mekanda yaşamayı arzulamak tabi ki çok doğal bir istek. Zaten doğal taşa yönelen kişi kendini özel hissetmek isteyen kişidir. Buradaki seçimlerdeki farklılıkları, kişinin kendisinin dışa vuruşunun başka bir yolu olarak görüyorum. Bu nedenle de farklı taş seçimlerinin olması gayet doğal.
Hareketli taşları projelerinizin genelde hangi bölümlerinde kullanmayı tercih ediyorsunuz?
Hareketli taşları kullanmayı sevdiğim alanlar, ön plana çıkmasını beklediğimiz yerler oluyor. Özel olarak tasarladığımız bir mobilya, mekana farklılık katacak bir yapı elemanının üzerine veya bir yüzeye uyguladığımızda, bunun ön planda olması ve istenen etkiyi vermesi, doğru bir tasarım ve malzeme seçimi yaptığımızın ispatı olarak bizi cevaplıyor.
İçinden damar geçen taşlar diğer düz taşlara göre işlenmesi daha zor olan taş grupları içerisinde yer alıyor. Bu taşların uygulanması sırasında da çok hassas olmak gerekiyor. Doğal taş uygulaması sırasında nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Biz DESIGNAZR olarak öncelikli olan, tasarımın öznelliği kadar doğru yerde, doğru malzeme kullanmaktır. Özellikle doğal taş seçiminde bu gerçekten çok önemli. Doğru yerde, doğru taş uygulaması yapmak, uygulama yapılacak yüzey veya mekanın fiziki şartlarını iyi analiz etmek ve fonksiyon kazandırılacak mobilya veya mekanda taşın mukavemetini yitirmeyecek şekilde uygulayabilmek çok hassa bir konu. Tabiki, bu uygulamayı yapabilecek işinde uzman, işinin ehli ustalar ve firmalarla çalışmak işin kalitesinden ödün vermeyen ben ve benim gibi diğer meslektaşlarım için çok ama çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Davut Mermer Barış Tufan
Pandemi ile beraber görüyoruz ki 2020’de trendler, ailelerin öncelikleri ve ihtiyaçları ile birçok yönden değişti. Bunda, evlerini nasıl yeniden tasarladıkları listenin başında geliyor. Evde bolca boş zamanı olan herkesin, evlerinin kendi tasarımcısı olmaktan memnun olduğunu söyleyebilirim. Beyaz ve soluk mermerlerin (gri) yeniden modaya dönüştüğü yıllardan sonra, mermerin organik çekiciliği ve ahşabın sıcaklığı sayesinde retro ama çağdaş bir havaya, iç mekanlar için son derece dekoratif bir etkiye sahip renkli ve koyu mermerlerin günümüz trendlerini oluşturmaya başladığını söyleyebiliriz. Bildiğiniz gibi butik mermerler, düzensiz dokusu ve benzersiz dekoratif efektler yaratan damar yapısı nedeniyle çok değerli olup, taş işleme tekniklerinin gelişmesiyle; Marmomac Fuarı’nda, iç dekorasyon için bu mermerlerin büyük bir geri dönüşüne tanık oluyoruz. Bir zamanlar klasik stille döşeme ile eşanlamlı olan mermer, bugünlerde hem tasarım hem de mimaride çok moda bir görsel ve aksesuardır. Sonuç olarak, mermerimizi yaratıcılık potansiyelinden dolayı geliştirilebileceğimiz bir hazine olarak düşünmeli, nesilden nesile aktarılabildiği için sürdürülebilirlik yönlerine saygı göstermeliyiz. Kitlesel üretim yerine, ürün çeşitlendirmesi yapmalıyız. Ürün çeşitlendirmesi kapsamında, özellikle ekonomik faydaların devamlılığı ve doğal taşta farklı talepler yaratılması için diğer potansiyel bitiş çeşitlerini geliştirilmemiz gerekmektedir. Türkiye pazarı, pazarın talebini dikkate almalı, her müşterinin birbirinden çok farklı olduğunu bilmeli ve karşılıklı memnuniyeti sağlamak için müşterilerimizi yönlendirmeliyiz.
Şenler Mermer Mehmet Şen
Butik taşlar ile sade taşların kullanım alanları, birbirinden farklı. Bu nedenle hareketli taşların piyasada son zamanlarda sık görülmesinin, gri modasını etkileyeceğini düşünmüyorum. Birkaç yıl öncesine kadar bazı damar yapılı taşlar, ne kadar güzel de olsa teknoloji yetersiz olduğu için işlenemiyor, üretilemiyordu. Bugün, üretim teknolojilerinin artmasının sonucu olarak birçok renk ve desende geniş bir ürün yelpazesi ile karşı karşıyayız. Eskiden pasa haline gelen taşlar bugün üretim teknolojilerinin artması ile artık işleniyor ve birbirinden prestijli projelerde yer alıyor. Türkiye’de keşfedilmemiş daha birçok butik tarzda taşların olduğunu biliyoruz. Bu, ülkemiz için çok büyük bir değer. Bizler de bu değere sahip çıkmalı ve ürün çeşitliliğini doğru miktarlarda üreterek, her kullanıcının zevkine göre ürün bulabilmesini sağlamalıyız.
Lion Stone Art Hüseyin Arslan
Mimarlar projelerinde neyi tercih ederse, moda akımı da o yöne doğru gidiyor. Doğal taş sektöründe moda, mermercilerden ziyade, dünyaca ünlü mimarların vermiş olduğu kararlar ile değişiyor. Ben, hem bir mimar, hem de bir mermerci olarak, yüz milyon yıl beklemiş bir taşın modasının geçeceğine inanmıyorum. Fakat çok üretilen, her yerde bulunan taşları mimarlar kullanmak istemiyorlar. Çünkü mermeri kullanan kitle, maddi durumu, gelir seviyesi yüksek olan insanlar ve bu insanlar kendine has, her yerde bulunmayan taşları istiyorlar. Eğer ki bir taşı pazarda tutmak istiyor ve modasının geçmemesini istiyorsak, kontrollü üretim yapmak şart. Doğal taş sektörüne girdiğim günden itibaren taşta kusur aranmaması gerektiğini hep söylüyorum. Her taşın kendi içinde farklı bir ruhu, bir hikayesi ve çıktığı bölgeye göre de bir karakteri vardır. Griler, beyazlar, siyahlar hiçbir zaman ölmez fakat maalesef fazla üretimden dolayı gri taşlarda şu anda bir doygunluk söz konusu. Taş işleme teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte, işlenmesi diğer taşlara göre daha zor olan, kendi içinde kontrastı olan hareketli, damarlı taşları son zamanlarda daha fazla göreceğimizi düşünüyorum.
Masstone Marble Osman Erdem
Bilindiği üzere homojen gri taşlar ağırlıklı olarak büyük metrajlı zemin projelerinde kullanılmakta ve bundan dolayı yoğun bir talep görmektedir. Butik, hareketli taşlar ise ağırlıklı olarak duvar ve iç mekan uygulamalarında “bookmatch” ya da “openbook” olarak tabir edilen yöntemler ile kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu iki tür taş kullanım alanı ve amacı olarak farklılık arz etmektedir. Bu nedenle hareketli taşların ön plana çıkmış olmasından homojen gri taşların modasının geçmeye başladığı sonucunun çıkarılmasını doğru bulmuyorum. Aksine birbirini besleyen ve tamamlayan bir etkiye sahip olduklarını düşünüyorum. Hareketli taşlara olan ilginin artarak devam ettiği hepimizin gözlemlediği bir gerçek. Doğal taşların çekiciliği doğanın eşsizliğini bizlere sunmasından kaynaklanıyor. Butik, hareketli taşlar ise bu eşsiz güzellikleri çok daha keskin bir şekilde temsil ediyorlar. Dolayısıyla duvar uygulamaları gibi daha kısıtlı alanlarda daha göz alıcı uygulamalar yapılmak istendiğinde butik ve hareketli taşlar öncelikli tercih sebebi oluyor. Son dönemde butik ve hareketli taşların gelişen teknolojik kabiliyetler doğrultusunda daha fazla üretilebilmesi ve uygulayıcıların beğenisine yoğun olarak sunulması daha fazla kullanılmalarına; daha fazla kullanılmaları da onlara olan talebin artmasına yol açıyor. Bu değişim ve gelişim; butik ve hareketli taşların kendi içlerinde moda değişimine bağlı olarak dalgalanmalar yaşasalar da doğal taş sektöründe daha güçlü olarak yer alacaklarını gösteriyor. Taş işleme tekniklerinin gelişmesinin bu değişimde doğrudan ve hayati bir etkisi olduğunu düşünüyorum. İşlenemeyen bir taşın kullanıma sunulması da mümkün değildir. Bizim ocağımızdan çıkarılmakta olan “Deep River” seleksiyonu gibi bazı damar yapılı taşlar daha birkaç sene öncesine kadar “işlenemediği” gerekçesiyle parçalanarak pasa halini alırken bugün işlenerek onlarca ülkede çok farklı uygulamalarda hayat buluyor. Bundan daha ötesi ve önemlisi ise işleme tekniklerinin ilerlemesi ile “butik” olarak değerlendirilen bu tarz taşların “zemin” taşı olarak kullanılması yönünde ciddi bir eğilim olacağını düşünüyorum. Bu ülkenin her bir çakıl taşı bizler için çok önemlidir. Dolayısıyla bir değer haline gelebilecek her taşı ocaklarda blok haline getirip bunları en üst düzey teknoloji ve işçilikle işleyerek ulusal ve uluslararası pazarlara sunmak ülkemiz için çok büyük bir hizmettir. Bu düşünce ile sektördeki tüm paydaşların ellerinden gelen gayreti ortaya koymaları gerektiğini düşünüyorum.