Beştepeler Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Çevik: “Kendine ait bir bütçesi olan Maden Bakanlığı kurulmalı”
Maden, enerji, turizm, inşaat ve gayrimenkul gibi alanlarda faaliyet gösteren Çevik Grup'a ait olan Beştepeler Enerji'nin Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Çevik, yeraltı kaynaklarına yapılan yatırımın Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını azaltacağını kaydetti. Ayrıca Çevik Grup olarak uzun yıllardır madencilik faaliyetleri yürüttüklerini söyleyen Halil İbrahim Çevik, madencilerin bürokratik engellerden dolayı daha işe başlamadan nefesinin kesildiğini söyledi.
Madenci teşvik edilmeli
Çevik Grup'a bağlı olan Beştepeler Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Çevik açıklamalarda bulundu. Madencilik bakanlığının kurulması gerektiğini ve arama çalışmalarının desteklenmesi gerektiğini belirten Çevik, “Sektörün sorunlarıyla doğrudan ilgilenecek ve kendi bütçesi olan bir bakanlık kurulmalı. Madenciler mutlaka arama çalışmaları konusunda desteklenmeli. Bunun aksine siz bir sürü bürokratik engeller ve maddi külfetler yükleyerek daha işin başında madencinin soluğunu kesiyorsunuz. Daha arama safhasında insanı tüketiyorsunuz. Aksine dünya genelinde olduğu gibi; bütün teşvikleri, arama safhasında vereceksiniz. Böyle yaparsanız bu sefer devlet millet veya devlet yatırımcı işbirliği ortaya çıkar. O zaman daha büyük alanlar, daha derin alanlar araştırılır. Daha çok rezerve ulaşılır. Neticede bu kaynaklar devletin malı. O coğrafyada yaşanan insanların ortak zenginliği. Madenci çıkartacak istihdam, katma değer, vergi yaratacak, döviz getirecek, bundan da herkes faydalanacak” dedi.
Enerjiye yatırım
Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı olmasının büyük bir sorun olduğunu bildiren Çevik, özellikle jeotermal enerji konusunda yatırım yapılması gerektiğini söyledi. Beştepeler Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Halil İbrahim Çevik'in konu hakkındaki sözlerinden satır başları şöyle: “ Biz sıcak suyu bulunca sadece yanına bir hamam yapmışız. Enerji ve ısınmada kullanmayı fazla düşünmemişiz. Oysa 3 bin metre derine inince 5 bin megawatlık bir güç var. 5-6 bin metrelere inildiğinde ikinci hatta üçüncü rezervleri bulabiliriz. Bu da nükleer enerji ile eşdeğer” “Üç bin metreden çıkardığımız 140 – 150 derecedeki suyu ve buharını kullanarak enerji elde ediyoruz. Sıcaklığı 60 -70 dereceye inen suyu yine açtığımız kuyular ile aldığımız yere bırakıyoruz. Yani bir döngü sağlıyoruz. O su, magmanın etkisiyle tekrar ısınıyor ve biz yine kullanıyoruz. Jeotermal, son derece çevreci bir enerji. İsterseniz bu suyu bulunduğunuz ilin veya ilçenin ısıtılmasında da kullanabilirsiniz. Biz çevremizdeki köylere evlerini ve seralarını bu suyla ısıtabileceklerini, altyapısını hazırladıkları takdirde suyu ücretsiz verebileceğimizi söyledik. Germencik ilçesinin ısıtılması konusunda böyle bir girişimimiz var”
“Sevgi dahil projesi”
Bu yıl ilk kez başlattıkları bir proje ile bakımını devletin üstlendiği çocukları gruplar halinde otellerinde misafir eden Halil İbrahim Çevik, bir işadamı olarak bugüne kadar birçok sosyal projeye destek vermesine rağmen, en çok bu projenin kendisini heyecanlandırdığını ve mutlu ettiğini kaydetti. Çevik, Türkiye geneline yayılmasının arzu ettiği projeyi ise şöyle anlattı: “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aydın İl Müdürlüğü ile gerçekleştirdiğimiz proje ile her hafta Çocuk Evleri’nde kalan 10 -15 çocuğumuzu eğitmenleri ile birlikte otelimizde ağırlıyoruz. Bu çocuklar müşterilerimizin faydalandıkları tüm imkanlardan faydalanarak hem tatil yapıyor, hem de düzenlediğimiz yüzme, su altına dalma, İngilizce kursları gibi aktivitelerle de yeni bir şeyler öğreniyorlar. 13 Haziranda başlattığımız proje ile bugüne kadar yaklaşık 80 çocuğumuz tatillerini burada geçirdi. Bu proje bundan böyle sürekli yapacağımız bir proje olacak. En büyük isteğim bu proje diğer işletmeler tarafından da benimsensin ve çığ gibi büyüsün. Biz bunu, turizm sektöründe atıl bir kapasite var da onu dolduralım diye yapıyor değiliz. Yüzde yüz dolu olsak da bir kısım kapasitemizi çocuklara ayıracağız. Yani Aydın’da, Nazilli' de çocukların hepsi tatil yaptı diye bakmayacağız. Gerekirse, Manisa’ya, İzmir’e, Denizli’ye gideceğiz oradan çocukları getireceğiz. Bu projeden sadece devlet koruması altındaki çocuklar değil, şehit çocukları, gazi çocukları, kimsesiz çocukların da faydalanmasını istiyoruz. Ancak bizim hepsine yetmemiz mümkün değil. Bu projeye devletin de yönlendirmesi ile diğer turizm işletmelerinin de sahip çıkmasını, onların da destek vermesini istiyoruz. İnanıyorum ki bizi gören yüzlerce işletmemiz gönülden bu işe destek verecektir. Zaten bir kere o çocuklarla bir araya gelip, onların mutluluğunu görsünler, mutlaka devam ederler.”