Antik Dünyanın Modern Yolcusu
Yazı: Maden Mühendisi Ali Mucak
Kim bilir kaç kişi yürüdü bu şehirden.
Aşka, savaşa, zafere…
Kim bilir giderken ne çok şey bıraktılar geriye, binlerce yıl öteye görünmeyen ayak izlerini, diyerek bu sayıdaki maceramıza başlıyoruz.
Homeros’un anlatısına göre Troya Savaşlarında müttefiklerine yardım etmeye giden Magnetler, savaş bitiminde gemileri ile ülkelerine dönerken kaza geçirirler ve Girit Adası’na çıkmak zorunda kalırlar. Magnetler, Delphi Tapınağındaki Apollon’a elçiler gönderip Teselya’ya dönmek istediklerini söylediklerinde Apollon onlara, ülkelerine dönmeyecekleri ve Anadolu’da Magnesia adında bir kent kuracakları kehanetinde bulunur. Böylece kurulacak olan kentin temelleri de bu kehanet ile atılır.
İlk kurulduğu zaman Menderes Nehri kenarında olan kent, zamanla Menderes Nehrinin yer değiştirmesi ve Pers istilalarına karşı önlem amacıyla şu an ki olduğu yere taşınmıştır. Şehrin ilk kurulduğu yer halen bulunabilmiş değildir. Magnesia Antik Kenti; Efes, Tralleis ve Priene Antik Kentler üçgeninin ortasında kalır. Günümüzde Aydın ili, Ortaklar ilçesi mevkisinde yer almaktadır.
Kentin girişinde sizi, Helenistik döneme ait Anadolu’da bulunan dördüncü büyük İon Tapınağı olan Artemis Leukophyrene Tapınağı karşılıyor. Mimar Hermogenes’in ustalık eseri sayılan bu tapınağın batı cephe alınlığı, restore edilerek yere oturtulmuştur. İlk görüşte kent giriş kapısı sanılan devasa mermer parçanın, Artemis Tapınağına ait çatının sadece bir parçası olduğunu öğrendiğinizde, attığınız her adımda hayal gücünüzün sınırları zorlanacak ve geçmişin kapıları bir bir aralanıp, size hayal kurduracaktır.
Artemis kutsal alanının tam merkezi konumunda sunak ve kurban alanı bulunmaktadır. Yapılan kazılarda temel yapısı ve bazı mimari parçalar ortaya çıkarılmış, çeşitli mermerler kullanılarak yapılmış zemini, titizlik ile temizlenmiştir.
Artemis Tapınağına ziyarete gelenlerin hediyelerini ve kurbanlarını getirdikleri alanın batısında, kurbanlık hayvanların bağlandıkları (öküz, koç, boğa, vb.) halkaların mermer yatak yuvalarının 13 tanesi korunarak günümüze ulaşmıştır.
Kutsal alanda bulunan bir sütun başlığı. Yekpare mermerden yapılmış olup, ortalama uzunlukları; 110cm x 90cm x 50cm ve 1,3 ton ağırlığındadır.
Artemis Tapınağına ait bu sütun başlığı ise ortalama 180cm x 130cm x 7cm ölçülerinde olup 4.9 ton civarındadır. Sadece sütun başlıklarına bakarak tapınağın büyüklüğü hayranlık uyandırıcı değil mi?
Artemis Kutsal Alanı’nın kuzeyinde yer alan stoalardan birisi genel tuvalete dönüştürülmüş. İki bölümden oluşan latrina 32 kişilik kapasiteye sahiptir. Tuvaletlerin oturma kısımları mermerden yapılmış olup; duvarları ise opus sectile dekorasyonuyla renkli mermer ve kayaçlardan yapılan mozaik ile kaplanmıştır.
Opus sectile: Antik Roma ve Bizans dönemlerinde kullanılan, çeşitli geometrik şekillerde kesilmiş mermer ve kayaçlardan yapılma mozaiktir.
Stoa: Bir sokak ya da çarşının yanında yer alan, üstü kapalı sütunlu galeridir.
Latrina: Tuvalet
**
Birçok medeniyete ve kültüre ev sahipliği yapmış kadim coğrafyamız Anadolu, zengin yer altı kaynaklarının yanı sıra, tarihi ve kültürel değerleriyle de ön plana çıkmaktadır. Efsanevi kent Troya’dan, insanlık tarihini baştan yazacak bir keşif olan Göbeklitepe’ye kadar, sahip olduğumuz bu kültürel miras turizm açısından da oldukça önem taşımaktadır. Her yıl binlerce turisti ağırlayan, tarihi değerlerimize gerekli ilgi ve alakayı göstererek, koruyup geliştirmeli ve geçmişin bize bıraktığını, geleceğe taşımak adına üzerimize düşeni yapmalıyız.
Lord Acton’un da dediği gibi: “Tarih hafızaya bir yük değil, ruhun aydınlanmasıdır.”
Aydınlık bir gelecek için…